29 Mayıs 2014 Perşembe

M. Delila: Ağrı ve Norşin AKP’ye cevabını vermelidir

30 Mart belediye seçimlerinde BDP’nin kazandığı, ama iptal edilen Ağrı ve Norşin’de seçimler yeniden yapılacak. AKP bu iki yeri de bilinçli bir biçimde iptal ettirdi. Sadece AKP değil, devletin tüm kurumları bu iki yerde BDP’nin seçim kazanmasını istemedi. Bu nedenle ancak komedi filmlerine konu olacak bir biçimde seçimler iptal edildi. Ağrı ve Norşin seçimlerinin kazanılması hem BDP’nin başarısını arttıracaktı hem de AKP’nin Kürdistan’daki başarısızlığını pekiştirecekti. Bu nedenle Ceylanpınar, Urfa ve Bingöl’de olduğu gibi seçimlerde BDP’nin başarısını engellemek için Ağrı ve Norşin’i de BDP’nin elinden aldı. Türkiye demokratik, Kürdistan özgür olmadığı müddetçe bu tür devlet müdahalelerinin olması kadar doğal bir şey olamaz. Hatta Kürdistan’da özgür ve demokratik seçimlerin olacağını düşünmek, Kürdistan’daki kültürel soykırımcı sömürgeci egemenliği görmemek olur. Özgür olmayan Kürdistan’da seçimlerin özgür ve adil olacağını düşünmek büyük bir yanılgıdır.


Eğer Ağrı ve Norşin seçimlerinde sandıklar üzerinde iyi bir kontrol olmaz ve seçimlerde fark oluşmazsa devlet bu iki yerde  belediyeleri BDP’ye vermek istemeyecektir. AKP Kürdistan’da güçlü olduğunu göstermek için ne yapıp edip bu şehirleri kazanmak isteyecektir. Bu iki yerde tüm devlet ve istihbarat örgütleri bir olup seçimi AKP’ye kazandırmaya çalışacaklardır. Bu açıdan tüm Ağrılılar ve Norşinliler seçim öncesi ve sonrası ayakta olmalıdırlar. Bu bir hafta hem çok iyi çalışmalılar hem de AKP’nin tek bir oy çalmasına müsaade etmemelidirler.

Bu iki yerde seçimi kazanmak Kürdistan’da onur ve namus meselesi haline gelmiştir. AKP buralarda seçimleri kazanarak “Bakın Kürtleri ben aldatıyorum, ben kontrol ediyorum, bu nedenle iktidar benim hakkımdır” diyecektir. Her gün tek devlet, tek millet, tek vatan ve tek bayrak zırvalaması yaparak devletin ve tüm şovenist çevrelerin desteğini almak istiyor.  Erdoğan’ın “Rabia” işareti dört tek tek işareti haline gelmiştir. Erdoğan’ın şimdiki sembol işareti budur. Bu, aynı zamanda partisinin zihniyeti ve programı olmaktadır. Ağrı ve Norşin bu dört parmak işareti yapan faşist zihniyete bir cevap vermeyecek midir? Bu dört parmak işareti Hitler’in elini havaya uzatmasının yeni bir taklidi haline gelmiştir. Zaten Erdoğan’ın yüzü giderek Hitler’e benzemektedir. Hitler’in badem bıyığını bıraksa kimse Tayyip Erdoğan’la Hitler’i ayıramaz; yüzü aynıdır, tek farkı Erdoğan Hitler’den uzundur.

Aslında Ağrı ve Norşin’deki seçim, dört parmağını Kürdün gözüne sokarak “Sizi tanımıyorum, sizi kültürel soykırıma uğratacağım” diyen Erdoğan ile buna karşı Kürdün kendi varlığını ortaya koyma mücadelesi olacaktır. Erdoğan’a oy vermek tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, dolayısıyla tek dile oy vermektir. Ağrı ve Norşin halkı bunu iyi görmelidir. Erdoğan’a oy vermek aynı zamanda İslam’ı bir ticaret haline getiren, dini ise Kürtleri aldatmak için kendine maske yapan bir münafığa oy vermek olur. Bu nedenle Ağrı ve Norşin’de tüm Kürtler sandık başına gitmeli, tek tek tek tek zırvalaması yapan Erdoğan’a cevabını vermelidir. Böylece Kürtlerin AKP’ye karşı duruşu ortaya konmalıdır.

Tayyip Erdoğan Kürtlerin kolay kandırılan bir halk olduğunu düşünüyor. Bu nedenle sürekli aldatıcı sözler söyleyerek Kürtlerde beklenti yaratan bir politika izliyor. Kürt Halk Önderi’nin 2013 Newrozunda attığı büyük adıma cevap vermemesi ve sadece laflarla geçiştirmesi bunun açık göstergesidir. Ağrı ve Norşin halkı 1 Haziran’da AKP’yi sandığa gömerek kandırılacak bir halk olmadığını ortaya koymalıdır.

Norşin, Kürt medreselerinin, din alimlerinin önemli bir merkezidir. Aslında Kürtlüğün de kültürel ve duygusal olarak derinleştiği bir yerdir. Norşin melleleri yurtseverdirler, Kürtlüklerine sahip çıkarlar. Ağrı’nın karakteri de benzerdir. AKP Hükümeti bu iki şehrin de karakterini bildiğinden daha çok halkın dini duygularına seslenerek oy almaya çalışıyor. Eğer böylece buradaki Kürtleri kandıracağını düşünüyorsa 1 Haziran seçiminde halk AKP’nin bu sahte ve baskıcı yüzüne cevabını vermelidir. Yoksa “Biz halkın dini inancını istismar ederiz ve kültürel soykırımcı sistemi sürdürürüz” diyen bu tek tekçi hükümet ve devletin bu politikalarına cesaret verilmiş olur.

AKP, örgütünü Ağrı ve Norşin’e yığmış. Milletvekillerini, bürokratlarını, kadın örgütünü ve tüm işbirlikçilerini otellere doldurmuştur. Ağrı’nın dindar birçok insanını seferber etmiştir. Böylece Ağrı halkını yakın markaja alıp BDP’nin kazanmasını engellemek istiyor. AKP’nin Kürdistan’da yerel yönetimleri kazanması, tek tekçi faşist politikaya cesaret vermektedir. Dolayısıyla Kürtler AKP’nin çözümsüzlükte ısrar etmesine cevap olacak biçimde sandıkta karşılık vermelidir.

AKP Ağrı ve Norşin’i alırsa çözümsüzlük politikalarında ısrar eder. Kürt Halk Önderi’nin attığı adımları karşılıksız bırakır. Nitekim bir buçuk yıldır Kuzey Kürdistan’da AKP’ye karşı mücadele gerektiği kadar yürütülmediği için Kürt Halk Önderi’nin attığı önemli adımlar karşılıksız kalmıştır. Bu açıdan AKP’ye tavır konularak Kürtlerin hakları ve talepleri konusunda ısrarlı olduğu gösterilmelidir. Böylece Ağrı seçimlerinin iptal edilmesi karşısında bir duruş gösterilerek halkın iradesine sahip çıktığı da ortaya konulur. 1 Haziran seçimlerinde Ağrı ve Norşin halkına düşen görev budur.


YENİ ÖZGÜR POLİTİKA GAZETESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder