23 Mayıs 2014 Cuma

Ağrı ve Norşin’de AKP şişeden cin çıkarmak istiyor

Türk devletinin hileleri sonsuz bir çeşitlilik arz ediyor. Hile ve entrikalar diyarı olan Osmanlı İmparatorluğu’nun genlerini içinde taşıyan bu devlet, özellikle de Kürtler ve Türk olmayan topluluklar söz konusu olduğunda müthiş ‘yaratıcı’ oluyor. ‘Türklerin’ sonsuz egemenliği için inanılmaz hile ve hurdalara başvuruyor.  Gelen-giden hükümetler, askeri cuntalar, ara rejimler, koalisyonlar sadece var olan hileleri devam ettirmekle kalmıyor, aynı zamanda buna kendileri de yeni katkılar sunuyor.  Demokrasiyi değil, hile ve hurda çeşitlerini zenginleştiriyorlar.


SAHTEKÂRLIKTA KİMSE AKP’NİN ELİNE SU DÖKEMEZ

Hakkını vermek gerekiyor. AKP bu konuda en başarılı olanıdır. O, sadece hile ve hurda işlerinde Türkiye’ye çağ atlatmadı, aynı zamanda ilerici ve demokratik güçlere ait ne kadar fikir varsa hepsini çaldı ve tam bir tüccar gibi pazara sundu. Örneğin çözüm yerine çözüm fikrini, barış yerine barış fikrini, eşitlik yerine eşitlik fikrini, refah yerine refah fikrini pazara sundu.  Böylelikle Türkiye yalan-dolan-hile ve hurda diyarı olmaktan kendisini bir türlü kurtaramadı. Dışarıdaki imajı da içeridekinden farklı değil.

AKP’nin hile ve sahtekârlıklarına sayısız örnekler verebiliriz. Hatta uzun bir liste yapabiliriz. Hem de hayatın tüm alanlarına ilişkin olarak.

Mesela 30 Mart yerel seçimlerinde AKP’nin yaptığı hile ve sahtekârlığının sınırı çizilebilinir mi? Kesinlikle hayır! Neredeyse her sandıkta, köyde, kasabada, şehirde sahtekârlık yapıldı. Halkın oyları göz göre göre çalındı. Akla hayale gelmez sandık ve işlem hileleri ile büyük bir pişkinlik içinde bu yapıldı. O kadar ki, ‘hile yaptık, ne var bunda bu kadar abartacak şey’ diyecek hale geldiler.

Çünkü bu kez o kadar utanmazca davrandılar ki, örneğin 2011 genel seçimlerinde Amed’ten 86 bin oyla milletvekili seçilen DTK eski eş başkanı Hatip Dicle’nin vekilliğinin düşürülmesi için uydurdukları hukuki kılıfa dahi gerek duymadılar. İhtiyaçları olan ‘zaferi’ elde etmek için bu kez resmen ve cebren hile yoluyla halkın iradesini gasp ettiler. Hem de bir değil, birçok yerde. Özellikle de BDP’nin zafer kazandığı birçok ilçede seçim sonuçları açıktan değiştirildi. Bazı yerlerde polis şiddeti kullanılarak bu yapıldı. Hasankeyf gibi bazı merkezlerde ise BDP kazandığı halde, elektrikler kesildi ve oylar yeniden sayılarak AKP’nin ‘zaferi’ ilan edildi.

Ancak bu hile ve sahtekârlık mızrağı her yerde AKP’nin yalan çuvalına sığmadı. Özellikle de halkın direnişe geçtiği, oylarına sahip çıktığı yerlerde AKP seçimleri iptal ettirerek bir anlamda geri adım atmak zorunda kaldı.

1 HAZİRAN’DA ŞİŞEDEN CİN ÇIKARMAK İSTİYORLAR

BDP’nin kesin bir şekilde kazandığı Norşin ve Ağrı’da bu yüzden seçimler iptal edildi. Şimdi 1 Haziran’da Norşin ve Ağrı’da seçimler yapılacak.

1 Haziran seçimlerinin demokratik ve hilesiz olacağını söylemek için elimizde hiçbir neden ve gerekçe yok. Yani, 30 Mart yerel seçimlerinde Kürdistan ve Türkiye’nin her yerinde hile ve entrikalara başvuran Erdoğan ve hükümetinin, Ağrı ve Norşin’de boş duracağını, demokratik bir yarış içinde olacağını ve her şeyden önce de sandıkların güvenliğini sağlayacağını düşünmek saflık olur.

Şu an bile AKP bu her iki seçim bölgesinde hile ve sahtekârlığın alasını yapıyor. Kesenin ağzını açmış durumda.  Halkın oylarını satın almaya çalışıyor.  Bilhassa Ağrı’da yoksulluğu kendi hile ve sahtekârlığı için bir çıkış noktası olarak görüyor. Yoksulların oylarını almak için her türlü ‘fedakârlıkta’ bulunuyor!

AKP bu kadarla da yetinmiyor. Seçim öncesi Ağrı ve Norşin’e yığdığı sayıları binleri bulan polis gücüyle halkı yıldırmaya, korkutmaya çalışıyor.

Ve Soma’da meydana gelen ve yüzlerce işçinin yaşamını yitirdiği büyük faciadan sonra imajı dibe vuran Erdoğan ve AKP’nin, Ağrı, Norşin ve hatta Yalova seçimlerini kazanmak için her yolu deneyeceği görülüyor.

AĞRI VE NORŞİN HALKI RÜŞTÜNÜ İSPATLADI

Peki, bütün bu hile, sahtekarlık, polis, yargı gücü ve dağıtılan rüşvetler Ağrı ve Norşin’de seçimi kazanmak için yeter mi?

Kesinlikle yetmez ve yetmeyecektir.

Bir kez Ağrı ve Norşin halkı oylarının satılık olmadığını 30 Mart yerel seçimlerinde gösterdi. İkincisi Ağrı ve Norşin halkını polis ve yargı gücüyle geriletmek, korkutmak ve yıldırmak beyhude bir çabadır. Kürdistan halkının bütünü gibi Ağrı ve Norşin halkı da bu konu da  AKP’ye ve onun baskıcı rejimine  rüştünü ispatlamış durumdadır. Bunu tekrar sınamaya ne AKP’nin parası, ne polisi, ne yargısı, ne de ordusu yeter.

1 Haziran günü Ağrı ve Norşin’de AKP’nin hile ve sahtekârlığına geçit vermeyecek en büyük etken ise halkın kararlı duruşu ve örgütlü olmasıdır. Ağrı ve Norşin’de seçime giren BDP eş başkan adaylarının kalitesi ve yurtsever duruşları da buna eklendiği zaman, AKP’nin 1 Haziran seçimlerini kazanması için şişeden cin çıkarması gerekiyor.

AKP kurmaylarının şimdi bu iş üzerinde olduğu kesin. Onlar demokratik, eşit ve adil bir seçim yarışı yerine,  30 Mart 2014 seçimlerinde birçok yerde yaptıkları gibi bu kez de şişeden cin çıkarmaya çalışacaklar. Bütün hesaplarını bunun üzerine yapıyorlar.

1 Haziran seçimlerine sayılı günler kaldı. Siyasette ve seçimlerde son 24 saat bile çok önemli bir zaman dilimidir. Kürtler ve demokrasi güçleri Ağrı ve Norşin’de AKP’nin sahtekârca hesaplarını boşa çıkarmak için asla gevşememeli ve özellikle de rehavet gibi ‘güç zehirlenmesinden’ uzak durmalılar.

SAHTEKÂRLARA KARŞI YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR

Norşin ve Ağrı’da daha yapılacak çok şeyin olduğu akıllardan çıkarılmamalı. Özellikle bu konuda HDP milletvekillerine, Türkiyeli aydın ve insan hakları savunucularına, Kürdistanlı din âlimlerine, kanaat önderlerine, hukukçulara, Kürt toplumunun bütün kesimlerine ciddi sorumluklar düşüyor.

Bu saatten sonra Norşin ve Ağrı’da seçim günü sandık güvenliğinin sağlanması, oyların çalınmasının önüne geçilmesi, elektrik kesimi gibi modern AKP sabotajlarının boşa çıkarılması için çok sayıda HDP milletvekilinin Norşin ve Ağrı’da olması artık bir zarurettir.

Ayrıca Türkiyeli aydın ve insan hakları savunucularından oluşan bir gözlem heyetinin her iki seçim bölgesinde aktif olarak bulunması önemlidir.

Kürdistanlı Mellelerin halkın dini duygularının AKP’li üfürükçüler tarafından istismarını önlemek için Norşin ve Ağrı’da olmaları, her iki seçim bölgesinde avukatlardan oluşan güçlü bir hukuk komisyonunun oluşturulması ve tabii ki Kürdistan’ın bütününün moral desteği önemlidir.  

Görüldüğü gibi Norşin ve Ağrı’da şişeden cin çıkarmak isteyen sahtekârlar var. Bu sahtekârlara 1 Haziran’da geçit verilmemelidir. Tıpkı 30 Mart seçimlerinde olduğu gibi Ağrı ve Norşin’de sandıktan demokrasi, özgürlük ve özerklik talebi güçlü bir şekilde çıkmalıdır. Haramilere, hırsızlara, sahtekâr ve hilebazlara, sömürgeci AKP’ye Norşin ve Ağrı’nın çıkış kapısı bir kez daha gösterilmelidir.

Sevgili Ağrı ve Norşin halkı! Şimdiden gazanız mübarek olsun!    


Cahit Mervan / Fırat Haber Ajansı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder