Savaşın en şiddetli yaşandığı 1990'lı yıllarında milyonlarca Kürdistanlı Türkiye'nin başta metropolleri olmak üzere birçok bölgesine göç etmek zorunda kaldı. Savaş sürecinde devlet baskısı, koruculuk dayatması ve hayvancılık ile çiftçiliğin bitirilmesiyle; Ağrı'nın Taşlıçay ve Hamur ilçeleri başta olmak üzere ve bu ilçelere bağlı köylerden, yüzlerce kişi Konya'nın Kulu İlçesi'ne bağlı Bahadırlı Mahallesi'ne göç etmek zorunda kaldı. Yaklaşık 500 kişilik nüfusa sahip olan, Kulu'nun dışında bulunan, Bahadırlı mahallesine göç eden Kürdistanlılar, beraberinde getirdikleri kültürlerini, örf ve adetlerini burada da yaşatmaya devam ediyor. Mahallenin genel görünüşü, sosyolojik durumu, ekonomik alt yapısı ve kültürel ile siyasi yapısıyla özerk bir Kürdistan mahallesini andıran Bahadırlı mahallesinin, bir ailenin dışında, nüfusun geri kalanını Kürtler oluşturuyor. Türkiye'de, 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Bahadırlı mahallesi, siyasi tavrını ortaya koyarak oyların yüzde 90'ını BDP'ye verdi. Gerek siyasi duruşları, gerek kimliklerine sahip çıkmalarından dolayı Kürdistanlılar, hem Kulu'nun yerel yöneticilerinin hem de yerli halkının ayrımcılık ve dışlanmalarına tabi tutulduklarını belirtti.
MAHALLENİN KANALİZASYONU YOK
Ağrı'nın Hamur İlçesi'ne bağlı Karlıca (Şoşik) köyünden, 1993 yılında Bahadırlı mahallesine göç eden ve iki dönemden beri mahallenin muhtarlığını yapan Fazıl Aydın (54), kimliklerinden ve siyasi duruşlarından dolayı AKP'li belediyenin hizmetlerinden mahrum bırakıldıklarını kaydetti. Mahallenin başta kanalizasyon sorunu olmak üzere birçok sorunu olduğunu ifade eden Aydın, "Mahallemizde hala kanalizasyon yok. Atık sular köyün içinde birikiyor ve hastalık tehlikesi saçıyor. Bu pis sulardan dolayı çocuklarımız hastalanıyor. Yine hayvanlar da bu pis sudan içip hastalanıyor. Mahalle pis kokulardan perişan durumda. Kanalizasyon olmadığından dolayı herkes evin önüne koyu kazıyor. Bu kuyuların kirliliği hem zehir saçıyor hem de çocukların yanlışlıkla girebileceği ölüm kuyuları haline gelmiştir. Yaptığımız tüm başvurulara rağmen hiç bir çalışma yapılmıyor" dedi.
AYRIMCILIK VE IRKÇILIK DİZ BOYU
Aydın, diğer mahallelere yapılan hizmetlerin yüzde birini bile kendi mahallelerine yapılmadığını belirterek, Kürt olduklarından dolayı ayrımcılığa tabi tutulduklarını vurguladı. Köyün bir çok altyapısını kendi imkanlarıyla yaptıklarını kaydeden Aydın, "Buraya ilk geldiğimizde fazla ev yoktu. Biz geldiğimizde belediye yetkilileri de, buradaki yerli halk da bizi istemiyordu. Bizim, buradan da gitmemiz için ellerinden geleni yaptılar. Ancak gidecek başka yerimiz yoktu. Mecburen burada kalacaktık. Arazi satın alarak buraya yerleşmeye devam ettik. Şimdi nüfusumuz 500 kişi oldu. Ama belediye yetkilileri burayı halan bir köy ya da bir mezra olarak bile görmüyor. Resmiyette mahalleyiz ama alt yapıya baktığımızda, köylere yapılan hizmet bile buraya gelmediğini görürsünüz" şeklinde konuştu.
'BİZİ, TOPRAKLARINI İŞGAL EDEN DÜŞMAN GÜÇLERİ OLARAK GÖRÜYORLAR'
Ağrı'nın Taşlıçay İlçesi'ne bağlı Alakoç (Extiyar) köyünden 22 yıl önce Kulu'nun Bahadırlı Mahallesi'ne göç eden ve Kulu Belediyesi BDP yedek meclis üyelerinden Ahmet Kaya da, Kulu'daki yerli halkının kendilerini, 'topraklarını işkal eden düşman güçleri' şeklinde gördüklerini ifade ederek, kimseye bir zararları olmamasına rağmen istenmeyen bir halk olarak görüldüklerini kaydetti. Buralara kendi istekleri ile ya da tatil için gelmediklerini belirten Kaya, "Biz buralara isteğimizle gelmedik. Mecburi göç sonucu geldik. Gelip kimsenin malını, arazisini de talan etmedik. Buradaki arazileri paramızla satın alarak ve kendi imkanlarımızla yeni bir yaşam alanı oluşturduk. Köyün camisini ve okulunu bile kendimiz yaptık. Belediyenin yapması gereken hizmetlerinin 'h'sini bile görmedik. Bize öcü gözüyle baktılar hep. Oysa bizim kimseye bir zararımız yok. Kedi emeğimizle, bin bir emekle yaşam mücadelesi veriyoruz" dedi.
'TÜRKLER, KÜRTLERLE YAŞAMAK İSTEMİYOR'
Kaya, Bahadırlı'ya geldiklerinde, mahallede sadece beş Türk ailenin olduğunu ancak Kürt nüfusu artınca bu ailelerden dördü mahalleden ayrıldığını kaydetti. Giden ailelerin hiç birine, zerre kadar zararlarının olmadığını ancak bu ailelerin Kürtlerle yaşamak istemediklerinden dolayı gittiklerini kaydeden Kaya, "Bu zihniyetin altında bile ciddi bir milliyetçilik ve ırkçılık yatıyor. Şuan Kürt olmayan bir aile var bizim mahallede yaşayan. Herkes onlara, diğerlerinden daha çok değer veriyor. Misafirperverlik, komşuluk ilişkileri bizim Kürt kültürümüzde var. Ancak biz ne yapsak da, bize buradaki yerel halkın da, yerel yöneticilerin de yaklaşımı değişmiyor. Yeri geldi mi 'biz kardeşiz', 'memleketin her karış toprağı bizim için aynıdır' deniliyor ama pratikte öyle olmuyor. Kürtler, Türkiye'nin her yerinde üvey evlat muamelesi görüyor" diye kaydetti.
AĞACI OLMAYAN ORMANIN NÖBETİ TUTULUYOR!
Geçimlerinin temel kaynağının hayvancılık ve çiftçilik olduğunu ifade eden Kaya, ancak Kürdistan'da olduğu gibi burada da engellenmek istendiklerini belirtti. Hayvancılığın ve çiftçiliğin gelişmesi için devletin destek olması yerine, kendilerine engel olunduğunu belirten Kaya, "Bizim, burada temel geçim kaynağımız çiftçilik ve hayvancılıktır. AKP, Kulu Belediyesi'ni alır almaz, gelip meralarımızı elimizden aldı. 2 bin dönümlük bir mera arazimiz vardı, belediye bu alanı 'ormanlık alan yapıyoruz' diyerek kamulaştırdı. Ama o alanda ağaç yetişmiyor. 10 yıl önce etrafı tellerle çevrilen alanda bir tane ağaç bile yetişmedi. Ama o alanın 24 saat, biri gece biri gündüz olmak üzere iki güvenlik görevlisi tarafından nöbeti tutuluyor. Olmayan ormanın etrafı neden çevriliyor, neden nöbeti tutuluyor akıllara zarar. Amaç bizim hayvancılık yapmamızı engellemektir" şeklinde konuştu.
HACİ GÜNEŞ - KONYA - Fırat Haber Ajansı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder