Kürt halkı kendisi için bir ömür didinen değerli bir emektar evladını daha yitirdi. Yavuz Çamlıbel Doğubayazıt’ın yetiştirdiği, 1950’ li yıllarda liseli, üniversiteli olarak yalansız riyasız kimliği ile kendisini çevresine kabul ettirmiş, ailemizin içinde içtenliği, tutarlılığı ile kendisini sevdirmiş değerli bir ağabeyimizdi.
1959 yılının Aralık ayının dondurucu soğuk günlerinin birinde değişik yerlerden toplanılarak İstanbul’ da harbiye zindanının hücrelerinde ölüme terk edilen 50 Kürt aydınlarından biriydi. Kars’ta yedek subayken alınmıştı. Mardinli öğrenci Emin Batu o ölüm hücrelerinin birinde kan kusarak yaşama veda etmişti. Geriye 49 can kalınca, 49’ lar diye anılmaya başlanmışlardı. Yavuz Çamlıbel Kürt aydın çevrede bilinen bir isim, insan ilişkilerinde düzgün profili ile sevgi saygı gören gerçek bir insandı, içtenlikli biri, sıcak bir dosttu.
Yavuz Ağabeyi şu temmuz sıcağında kaybettik. O çok şeyi anlatan, ifade eden bir büyüğümüzdü. Geriye yurtsever ve halk sever bir miras, saygın bir iz bıraktı. Toprağı bol olsun.
Algı Yayın’da, 2007 yılında basılan ‘’ 49’LAR DAVASI / Bir Garip Ülkenin İdamlık Kürtleri ‘’ isimli kitabı birçok şeyi anlatıyor. Davayı, suçlanmalarını, sonuçlarını, çektiklerini… dava arkadaşlarının biyografilerini, anlatımdaki içten güldüren mizahı orada, o kitap sahifelerinde görmek mümkün.
* * *
Bir anımı okuyucuyla paylaşayım istedim. 1992 yılının yine bir temmuz günü Seyad ağabeyimle birlikte onun savrulup kaybolduğu ülkede, eski Sovyet ülkesinde, Moskova’ da bir Kürt evinde misafirdik. Evin sahibesi çıkınından muska gibi katlanıp saklanmış eski birkaç buruşmuş, solmuş gazete çıkarıp getirdi. 49’ ların 1959 daki tutuklanmasını yazıyordu. Yargılamada çekilmiş fotoğraflar vardı. Diğer bir gazete ise karar gününe ait bir haberi resimleriyle birlikte yayınlamıştı. O resimlerden biri ‘’ 49’LAR DAVASI ‘’ kitabının üzerindeki duruşmada çekilen resimdi. 30 yıl bu gazeteleri saklamak nasıl bir duyarlılığın ifadesiydi ? O gün gözlerim yaşarmış, olağan üstü duygulanmıştım.
49’ lardan, aramızdan ayrılıp gidenler çoğunlukta. Yıldızlar birer birer kaydı. Dünyanın nizamı böyle kurulmuş. İnsanlar kimi amaçlarını göremez, gelecek kuşaklara devrederler. İnsanlar fani, davalar ise bakidir. 49’ların büyük bir bölümünü öteden beri biliyor, tanıyorum, onlar farklı bir kuşaktı,1940’lı yıllar ve sonrasının öncü aydınlarıydı. Ölenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Kalanlara sağlık ve onurlu bir yaşam diliyorum.
Yavuz ağabey!.. Ailemizin yüz akısın sen. Akıl akıla, gönül gönüle bir hukukumuz oldu seninle…. Okuma, öğrenme, araştırma sevgisini sen verdin bana; daha ortaokul sıralarında iken okula gönderip beni onurlandıran o güzelim kitapları senin sayende okudum. İnsani, ahlaki duruşu sende gördüm. Çok vericiydin. Çok insanda emeğin var. Bana da çok emeğin geçti. Şu kıssa fani dünyada, nasıl öderim sana borcumu peki? Halkımızın önü aydınlık, özgürlük kervanı aşılmaz gözüken birkaç tepeyi daha aştı. Çocuklarımız, torunlarımız daha iyi yaşayacak. Ruhun ferah olsun. Huzur içinde yat. Toprağın bol, mekanın cennet olsun.
Veysel Çamlıbel
Araştırmacı-Yazar / Doğubayazıt Halkın Sesi Gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder