3 Haziran 2014 Salı

Rûşen Seydaoğlu: Ağrı’da tarihi ders

Mart seçimlerinin haksız yere hileyle iptal edilmesinin ardından Kürt özgürlük mücadelesi iki aylık hummalı bir çalışma yürüttü Ağrı’da. Ve 1 Haziran geldiğinde geriye sadece gidip oy kullanmak kaldı Ağrı halkına.


Yazıldığında oldukça sıradan görünen ve ancak seçim sonrası coşkuyu bizzat yaşayarak anlayabileceğimiz bir seçimdi. Sabahın erken saatlerinde provakasyonların başladığı ancak kitlenin soğukkanlılığını elden bırakmadığı bu seçim, devlete büyük bir ders verdi ‘Örgütlü gücün karşısında duramazsınız.’ Duramadı da devlet.

Seçim sadece seçim değildir Kürdistan’da, Kürt halkının yokluğu üzerinden yürütülen siyasete karşı biz buradayız demektir Kürtler açısından. Ağrı halkı, bütün imkânsızlıklara rağmen başka başka şehirlerdeki işlerini, ekmeklerini bırakarak, çoluk çocuk o gün sandık başındaydı. Sadece oy kullanıp gitmediler. Oy kullandıktan sonra da sandık başında bekleyerek, sandıklarına sahip çıkarak gösterdiler iradelerini.

AKP iktidarının 70 vekiline ve onca rüşvet teklifine rağmen Ağrı seçimleri binlerce farkla kazanıldı. O vekillerin Kürtçe konuşamazsınız, haddinizi bilin söylemlerine karşı tam manasıyla AKP’ye had bildirildi. Çünkü Ağrı’da o gün AKP’nin dokunulmazlarını 100’e katlayacak sayıda siyasetçi, avukat, sivil toplum çalışanı ve tabii ki Ağrı halkı vardı.  Diğer yandan korku ve panik yaratmak için havaya açılan polis ateşleri, kitlenin üzerine sürülen çevik kuvvet polisleri de boşa çıkarıldı. Yüksek Seçim Kurulu hâkiminin sandıklara keyfi müdahalesi anında kitlenin protestosu ile bertaraf edildi. Bunca yıllık özgürlük mücadelesi bir şeyi çok iyi biliyordu; seçim sandıkta kazanılır… Hiçbir iç/dış mihrak seçmeni sandıktan alıkoyamadı.

Sanırım kadınlar için daha da özel bir seçimdi. Zira Erdoğan en son mitinginde ‘BDP’liler kadınları oy kullanmasın diye eve kapatıyor’ demişti. Seçime katılım istatistikleri açıklandığında oy kullanan kadın sayısı Erdoğan’a cevap niteliğindeydi. Seçimi bizzat izlemiş biri olarak, kadınların bu seçimi zafere götürdüğünü gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Diğer yandan Ağrılı kadınlara borçlu olduğumuzu da hatırlatmak isterim; onlarla yeterince buluşmadığımız, dayanışmadığımız için. Bu denli farklı ekonomik sınıfa, inanca ve kendini ifade ediş biçimine sahip kadınların yaratacağı mücadele bütün Kürdistan’a model olabilecek güçteyken ‘geç kalmış’ olmanın mahcubiyeti bizlerin özeleştirisi olarak da tarihte yerini bulsun.
Kürdistan’ın diğer şehirlerine nazaran hizmetten çokça uzak kalmış Ağrı, aslında yeni yaşam için mührü ‘ağaca’ bastı. İsyanlarla oluşturduğu tarihini demokratik yaşamla şekillendirmek için, özgür kadınla şekillenecek özgür bir toplum için bir yandan mücadele sözünü verirken diğer yandan da siyasi temsiline büyük bir sorumluluk yükledi.

Anlatmamak olmaz; benim için Ağrı seçimi, sabah saatlerinde annesiyle oy kullanmaya gelen çocuğun tam kapıdan çıkarken annesinin elinden kurtulup koşar adım sandık başkanının karşısına geçerek ‘ Dîsa Sırrı Sakık kazanmîşke’ demesiyle kesinleşmişti. Ağrı halkı 7’den 70’e tek irade olabilmeyi, iktidar karşısında nasıl mücadele edileceğini bizlere bir kez daha gösterdi.

BDP’li siyasetçi Meral Danış’ın AKP Maraş vekiline söylediği gibi Kürt halkı Ağrı’yı da iktidarın ağrısını da aldı.

http://www.kurdistan24.org/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder