3 Haziran 2014 Salı

Mehmet Evin: Sırrı'nın sırrı

Onunla ilk karşılaşmam henüz Ortaöğrenim sıralarındaki çocukluğuma denk gelir. Kürt coğrafyasında 90'lı yıllar, akşamları ev lambalarının polis baskınlarına karşı söndürüldüğü yıllardı. Polis baskınına karşı tedbiren söndürülmüş lambaların karanlığında babamla beraber oturmuş, pürdikkat Sırrı'yı dinliyorduk. Karabela bir kış gecesinin donduran soğukluğunda "Siyaset Meydanı"'nda "Ali Kırca" ve diğer konuklar tarafından sıkıştırılan, ağzından bir laf alınmaya çalışılan bir delikanlıydı o zamanlar Sırrı.


"Sizce PKK bir terör örgütü müdür?" sorusu aynı şevkle onlarca kez, tekrar tekrar soruluyordu Sırrı'ya.
O ise narin sesine derin bir ah iliştirip biraz titrekleştirirdi sesini: " Efendim, şimdi siz PKK'den öncesini anlamadan" der demez, sözü tekrar kesilirdi. Aynı ifşaatçı soru tekrar bir ok gibi Sırrı'nın nefesine saplanırdı. O, hiç usanmadan "Efendim biz savaşa karşıyız." derdi. Tam yirmi yıl, aynı arsızlıkla o sorular soruldu Sırrı'ya: "Neden PEKAKA değil de PEKEKE diyorsunuz Sırrı bey."

Sakıncalı bir vatandaş, sakıncalı bir Kürt, sakıncalı bir Milletvekili olarak Sırrı, yıllarca "Ser verdi ama sırrından hiçbir şey vermedi".

Aradan yıllar geçti. Sırrı yıllandı, yıllandıkça asabiyetin vermiş olduğu cefakârlık ile olgunluk kazandı. Ama ona sorulan sorular hiç değişmedi. Onunla beraber Kürt hareketi de serpildi, sebat etti ve olgunlaştı. Sırrı ve onun dava arkadaşlarının naifliği devleti de ve PKK'yi de naifleştirdi. Ancak 90'lı yıllardaki yargıç görevi gören medyadan eser yok şimdi.
 Sırrı'nın sabrındaki naiflik son yerel seçimlerde kendisini tekrar gösterdi.

BDP'nin 2014 yerel seçimlerinde Ağrı'da kazandığı başarı gölgelendi ve seçimler iptal edildi. Sırrı ağzındaki "Efendim" kelimesini hiç düşürmedi. Sabırla bekledi ve geçtiğimiz Pazar günü Ağrı'dan gelen seçim sonuçları "sırrı" ifşa etti: BDP'nin adayı Sırrı Sakık, oyların çoğunu (%52) alarak Ağrı'ya Belediye Başkanı oldu.

Gözlerindeki yorgunluğu fark edemeyecek kadar kirlenenler, hep üzerindeki elbiselere nazarları çekmek istediler. Kıravatının rengi, takım elbisesinin markası, gömleğinin fiyatı. Ayıp kabilinden sayılan bu libaslar ve markalar en çok da Sırrı'ya yakışıyordu Kürtlerin gözünde. Kürtler, o yorgun ruhtan sirayet eden gözlerin ferine bakıp derinden bir nefes aldılar hep. Tıpkı Mardin Büyükşehir Belediyesi'ne başkan olan Ahmet "abêleri" gibi.

Aradan tam 20 yıl geçti. Sakallarıma aklar düştü ama Sırrı hala yarım kalmış, o "Efendim"'le başlayan cümlesini tamamlayamadı. Kendi halkının karşısında aşağılanmaya çalışılan, kendisini ve halkının yaşadığı sıkıntıları anlatmaya çalıştığı her platformda sigaya çekilen, düşüncelerini ifade etme imkânı verilmediği halde düşüncelerinden dolayı yargılanan, ölümlerle, sürgünlerle, takiplerle ve zindanlarla geçen bir ömürde, tamamlanmamış bir kelimenin ahıdır Sırrı. Mecliste tamamlayamadığı kelimesini şimdi gerçek efendisi olan halkının arasında tamamlamaya çalışacak.

"EFENDİM" Sırrı, seni dinliyoruz!

02.06.2014 01:32:33

Radikal Gazetesi


http://blog.radikal.com.tr/turkiye-gundemi/sirrinin-sirri-61952

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder