30 Ocak 2013 Çarşamba

Türkiyenin En Genç Vekil Adayı AĞRI'dan.


10 şubat'ta Radikal Gazetesi'nde yayınlanacak olan haberi, sizlerle paylaşıyoruz

Kendinizden bize biraz bahsedermisiniz...''Veysel ALGÜR kimdir.?


1987 Patnos doğumluyum, 11 çocuklu orta halli bir ailenin 9'uncu çocuğuyum. Ticarete, sanata, siyasete, kısacası hayata patnosta atıldım. Okulu imkansızlıklar yüzünden lise birden sonra bırakmak zorunda kaldım. Bu evreden sonra yaptığım bütün iş ve sanatsal meslekler, herhangi bi eğitimden geçmeden tamamiyle Allahın vermiş olduğu yetenek ve beceriyle yapmaya çalıştım.
*Ressamlık
*Muhabirlik
*reklamcılık
*Bestekarlık
*Tiyatro Hocalığı
*Sanat yönetmenliği
*konsept Danışmanlığı ve Belediye başkan Danışmanlığı mesleklerini yapmaya ve yaşadığım topluma faydalı olmaya çalıştım.
İnanın bu işleri küçük yaşta yaptığımdan dolayı çoğu yerde ve çoğu kişilerce çocuk muamelesi görüp saatlerce kendimi ispatlamak zorunda kaldığım durumlar oldu. olsun hiç gocunmadım. Netice itibariyle Yaşadığım ilçeye ve içindeki halka değer vererek bu saydığım iş ve meslekleri severek icra etmeye çalıştım. dolayısıyla ilçeye sosyal, kültürel ve sanatsal alanda katkıda bulunmuş isem ne mutlu bana.

Peki il ve ilçelerde yaptığımız araştırmalar sonucunda halkın sizin milletvekili adaylığınıza sıcak baktığı görülüyor. Ne diyorsunuz bu olumlu sonuç hakkında?

Asla seçilenin seçenden üstün olduğuna inananlardan değilim, Aksine çok karşı olduğum bir durum. halkın olumlu kararını değerlendirmeye gelince : Halk bu konuda tedirgin haklılarda aslında, Çünkü daha önce giden arkadaşların hiçbir başarı göstermemesi milleti çok üzmüştür, üstelik şehrin hem görsellik hemde istihdam açısından gerilemesine neden olmuştur, ben halk için yeni bir umudum diyemem, bende herkes gibi onlar için bir alternatif olduğumu düşünüyorum. Tabi yinede herşeyin eniyisini halk bilir. verecekleri karara saygı duyuyorum. Ama halkın hizmetine talip olduğumu belirtmek isterim.

Akparti döneminde Ağrı milletvekillerinin nasıl bir performans sergilediklerini düşünüyorsunuz?

Meclisten yana yüzü bir türlü gülemeyen ilimizin, hükümetteki partiye kurulduğu günden bu yana, ülkede en büyük desteği veren şehir olduğunu kimse inkar edemez herhalde, Giden vekillerin girişken olmaması, halkın her dönem hayal kırıklığına uğramasına neden olmuştur. buda şehrin her dönem geriye gitmesine yol açmış, ve dolayısıyla vekillik mertebesininde imajının zedelenmesine büyük bir etken oluşturmuştur. Kısacası başarısız olduklarını ve gözle görülür bir icraatlarınında olmadığını düşünüyorum. zira bunu hep birlikte görüyoruz zaten.

Sizce neler yapılabilir, veya ne yapabilirledi yada halkın gözünden kaçan ne?

Öncelikle şunu açıkça belirtmek isterimki, halkın seçimden hemen sonra seçmen olduğunu unutup, gelen vekilin önünde şapkasını çıkarıp başını eğmesi, halkı bi kere mağlup pozisyonda gösteriyor. dolayısıyla bu aşamadan sonra halkın bu durumunu kullanarak iş yapmayan, mecliste "Ağrı"nın adını bile zikretmeyen vekillerin makam şovunu seyrediyoruz. taaki başka bir seçime kadar. Açık konuşmak gerekirse, Akpartinin hükümetin başında olduğu şu üç dönemde, ilk dönem hariç, son iki dönemde vekillerde suç olduğunu düşünmüyorum, çünkü son iki dönemde meclis çalışmaları çok farklı bir formata geçti, Bu dönemlerde yapılan düzenlemeler sonucu, meclisteki vekillerin yasalara, tasarılara, gensorulara, ve yönergelere el kaldırıp indirmekten başka birşey yapmadıklarını, kalan boş zamanlarında ise mahalle çocuklarının bile birbirine kullanmadıkları bir uslüple atışdıklarını hepbirlikte hayretle izliyoruz. Ne yapılabilirdi sorusuna gelince, Başbakanın Ahmede xaniden, ishak paşadan, seyid rızadan bahsetmesi bunları hatırlaması çok güzel çokta hoş bir davranış tabi. Lakin halk olarak Başbakanın kendi vekillerini uyarmaması, kendini seçimlerde birinci parti yapan bu şehrin insanlarınıda hatırlamaması bu şehri insanlarıyla birlikte hayal kırıklığına uğratmıştır. "Ben eğer başbakan olsaydım, "Ağrı" milletvekillerine şunu derdim : Bakın arkadaşlar bu şehrin insanları bize güvenip tam yetki verdiler, lütfen emeklerini ve güvenlerini boşa çıkarmayalım ki, başka bir dönem gelip oy istemeye yüzümüz olsun" bu davranışı beklerdim açıkçası.

Hangi partiden seçimlere girmeyi düşünüyorsunuz?

Ben türkiyede dört dörtlük politika yapıldığına, ve bürokratlığa uygun hareket edildiğine inanmıyorum. Çünkü bunu görmüyorum açıkçası. Ben sahip olduğum görüş ve düşüncelerimin "Barış Ve Demokrasi Partisi"ne daha yakın olduğunu düşünüyorum. çünkü brifinglerle ve baskıyla medyayı, yayın organlarını, kullanan, ve statükoya dahil eden bir partiyle mücadele ediyor BDP. Anlayacağınız ülkeyi, adaleti, yargıtayı, hsyk'yı yarsav'ı ve daha birçok özerk kurumu siyasi emellere alet eden bir düşünce bloğu ile hareket etmek açıkçası yapı olarak bana ters.

Kendinizi tanıtırken dikkatimi çekti, o kadar sanatsal alandada aktifsiniz, neden o dallardan biri değilde siyaset?

Küçükken her çocuğa yöneltilen bir soru vardır. Hepimizin bildiği o klasik soru, "Büyüyünce ne olmak istersin". İnanın bana bu soru her sorulduğunda; ilerde ne olacağıma daha karar veremedim hele önce adam olalımda gerisi Allah kerim derdim, Çocukluğum bütün "Ağrı"lı çocuklar gibi yokluk ve sefalet içinde geçti. Bu açlık ve sefaletin ana kaynağı iyi yürütülmeyen politikalardı, bunu çok biliyordum ve yaşıyordum aynı zamanda, İyi, ılımlı ve girişimci bir vekil nasıl politika yapacağını çok iyi bilir. Şunu çok iyi bilmemiz gerekirki, bizim buraların hizmete kavuşması, devlet teşvikiyle istihdam tesislerinin yapılması, şehrin Mimari ve estetik olarak yeniden ele alınması, kısaca herşey devlet otoritesine bağlı, bugüne kadar bu fırsatlar iyi değerlendirilmediği için bu saydıklarım yapılmadı, bence şimdi tam zamanı. buraların hizmete kavuşması, insanımızın kendi şehrinde çalışıp akşam çoluk çocuğunun içine ekmeğini huzurla götürmesi ve bölgenin kalkınması küçüklüğümden beri en büyük hayalim, işte bu yüzden Siyaset.

Seçildiğiniz takdirde Türkiyenin en genç milletvekili Siz olacaksınız, çünkü şuan meclisteki en genç olan vekil, Akpartinin 27 yaşındaki istanbul milletvekili, dolayısıyla ondanda gençsiniz bu nasıl bir duygu?

Ben yetiştiğim örf ve adetlerin bana öğrettiği ahlakla yaşayan, saygı kültürünü elden bırakmayan, benden büyüklere büyük bir saygı duyan ve gerekli hürmeti gösteren aynı zamanda mütevaziliği elden bırakmayan "Ağrı"lı bir gencim. dolayısıyla benden daha önce bu işin içinde olan ve büyük bir tecrübeye sahip olduklarını bildiğim bir politikacı ordusuyla karşı karşıya olduğumu, işimin ve yükümün ağır olduğunu biliyorum. ama emin olun onların karşısında çok daha farklı bir genç olacak. halkı ve şehri için çırpınmayı hedef alan, ve bunu herdefasında bağıra bağıra dile getirmekten çekinmeyen ve asla bundan vazgeçmeyi bile düşünmeyen bir genç görecekler karşılarında. Tabi herşey halkın takdirine kalmış birşey bakalım.

Çok şikayetçisiniz bugüne kadar yapılmayanlardan, Peki seçildiğiniz takdirde neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Yalanı dolanı sevmem, boş vaad verip halkımı hüsrana uğratacağıma, şerefime laf getirmemeyi yeğlerim. Lakin Seçildiğimiz takdirde boş durmayacağımızı, halkımızın bilmesini isterim. öncelikle şehrimizin görselliği ve gereken istihdam yapılanması ve ek olarak toplum istişare merkezleri ve gençlik mesleki ve eğitim merkezleri ile şehrimizin daha bilinçli bir topluma sahip olması için var gücümüzle çalışacağız. Ayrıca aile planlama merkezlerini deneyimli kadın eğitimcilerimizle halkımızın hizmetine sunacağız inşallah. Tabi söylemeyi istemediğimiz ve çağa uygun Ağrı'ya ne gerekiyorsa anında ihtiyaç olarak görülüp gerekenin yapılacağından halkımızın kuşkusu olmasın.

Sizin bu genç yaşta bukadar geniş düşünmeniz, Takdir edilecek şey, gerçekten yaşınızın çok daha ötesinde olgun ve mantıklı cevaplar veriyorsunuz, dolayısıyla kendinizi çok iyi ifade ediyorsunuz. Peki siz Gençlere ne öneriyorsunuz?

Ben gençlere hayat felsefesi olarak : topluma; halkına, ve ailesine karşı sorumluluk hissederek, Üretken düşünen faydalı ve çalışkan olmak için mücadele etmelerini, Özellikle ağrı gibi daha bilinçli bir Topluma ihtiyacı olduğunu gözönünde bulundurursak. Her alanda daha fazla donanımlı olmaları için onlara resmen savaşmalarını tavsiye ediyorum.

Bize hayat felsefenizi üç kelimeyle özetleyin dersek nasıl bir cevap verirdiniz?

İnsanoğlu yaradılış gereği ya isyan eder yada itaat eder, "Zaferi, özgürlüğü ve iyi bir yaşamı hedefleyenler asla itaat etmezler" bu benim hayat felsefem işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder