1 Kasım 2012 Perşembe

BURUK BİR BAYRAM FOTOĞRAFI


Bayramı buruk kutluyoruz. İnsanlar açlık grevlerinde, ölüm oruçlarında. Bayram için gittiğimiz mezarlık ziyaretlerinde bir annenin kendi oğlunun mezarlığında çekilen bir fotoğrafına bakıyorum. Hayat için birçok şeyi anlatmaktadır. Orada yaşananlar karşısında izlenecek tutum, belirlenecek saf, söylenecek olan sözler sanıldığından çok derin bir anlam ifade etmeli. Ahlaklı, vicdanlı, samimi olan her insan için bu geçerlidir. Fotoğrafa bakınca anlamak, hissetmek daha da derinlik kazanıyor. Acısı olan herkesin kendinden mutlaka bir şeyler bulduğu bir fotoğraf.

Bu fotoğraf, Bazid mezarlığında çekilmiş. Bir anne oğlunun mezarında oturmuş, ağlıyor, konuşuyor ve onun yanına yaklaşıp, onun her iki ellini avuçlarına alıp sıkan bir milletvekili. Belli ki kendinden bir şeyler bulmuştur, acıları ortaktır. İsmet Baycan ve Fatma Sağının mezarlarının yanında, oğlunun mezarı başında oturmuş bir anne ve bir milletvekili. Yanlarında ayakta ellerini birbirine bağlamış bayanlar. Onlarda konuşanları dinliyor. Bu fotoğraf karesi, bana göre yaşadığımız yeri ve olayları özetliyor. Benim için resmi bu kadar anlamlı kılan neydi? Neydi resmin verdiği, bizim aldığımız mesaj? Makinenin düğmesine basarken ki düşüncesi neydi bu kareyi çeken Ercanın? Ne Ercan, ne vekil ve de anne habersizdir yapılacak yorumlardan. Ancak romanlara sığabilecek, şiirle dile gelebilecek anlamlı bir resim. Acılar dökülüyor gözlerden. İnsanı ve insana ait her şeyin değerini hissettik en derinden. Hissettikçe, O insan güzellerinin acısını birlikte yüreğimize doldurduk. Halil Aksoyun yüzüne bakıyorum, gözlerinin kenarında biriken kırışıklara. O kırışıklar genç ömrünün taşıdığı, yıllar boyu halkının çektiği acıların toplamıydı.
Bir evladın hayalleri hiçbir zaman yarım kalmıyor işte. Bu fotoğraf bunu anlatıyor. Çünkü ardından gelenler kaldığı yerden daha büyüterek taşıyorlar yarınlara. Anne de vekilde bunu yapıyor fotoğrafta. Gece gündüz bu bayram günlerinde bu fotoğraf düşündürtüyor beni, güvenli bakışlar, hüznünü fazla belli etmeyen, acıyı güce dönüştüren insanlar. Ben baktıkça bir şeyleri anlatmaya çalışan konuşmalar çınlıyor kulaklarımda. Bakmaya devam ediyorum işte.
Bakmasını biliyorsak, bakarken biz olabiliyorsak yürek ve yürekten hissediyorsak çıkarılacak çok sonuçlar var. Masanın üstündeki fotoğrafa bakıyorum, pencereden dışarıya bakıyorum, bakıyorum. Oğlunun mezarındaki annenin ve onun ellerini tutan vekilin yüzündeki derinliği, gözlerin sırrını, anlamaya ve derinden hissetmeye çalışıyorum. Bu resim, gerçek yaşamdan alınmış bir fotoğraf karesi. Bakmayın durduğuna, öylesine boşmuş gibi görünen bakışlar fırlatmasına. Neler neler barındırır gözlerinin ta içine bakan bakışlar. Belki rüzgâr esip de dalgalandırmaz saçları ama fırtınalar kopar her bakanın göz bebeklerinin ta içinden, yüreğinin derinliklerine kadar.
Onlara sessiz kalamazdık. Yürekten yüreğe akan bir sessiz anlatımla paylaştık acıyı ve birbirimizin yüreğindeki acıyı hafiflettik. Asiliğiyle, sadeliğiyle yüreklerimizi fetheden anayı. Acısı tatlısıyla, güzelliği ve zorluklarıyla hayatın anlamını Fotoğraf’tan anlamaya çalıştık. Çoğu coşkunlukların bazen de şaşkınlıkların taşıyıcısı fotoğraflar. Kelime dağarcığımı genişletiyorum. Söylenmiş olandan öte, hiç denenmemiş, henüz bakir kelimelere sarılmaktır içimden geçen. Bir akış hissederim yüreğimin derinliklerine doğru.

Her insanın kendine göre yarattığı duygular vardır belleğinde. Paylaşılan anlar, coğrafyalar, arkadaşlıklar, sorumluluklar, süreçler her insanı farklı bir duygu rengiyle işliyor yüreğe. Birini şefkatle hissedersin, birini hayranlıkla, birini korumak istersin, birinin omzuna yaslanırsın. Bu fotoğrafta birçok şey hissedersin ve görürsün. Fotoğraf yaşanarak anlaşılan bir şeydir, kelimelere sığmaz. En zoruysa bunu anlatmaktır. Kelimeler onların yaşama kattıkları anlam karşısında çaresiz serzenişlerdir. Fotoğrafı kutsallaştıran en temel özelliği ise paylaşım ruhudur. Bir yudum sudan, en içli duygulara, derin acılardan, keskin kavgalara bir paylaşımdır. Fotoğrafla ananın da Vekil Aksoyun da anlatmak istediği bu paylaşımın bir parçası olsa gerek. Herkes kendinde bir şey buluyor, sessiz bir sözleşme olur yarınlara.
Acılar, çeşitli renkler yaratır yüreğimizde. Yaşanmışlıklar acıları da ayrı renklerde derinleştirir. Bu fotoğraf ile insan, hayatın amansız çelişkilerine şaşkınlıkla bakar.
Daha iyi anlıyor saflığı, ruhunun aydınlığı, aklının inceliğinin kattığı anlamla yüzünden sözlerine akan yaşamın ağır yükünü çekmiş anaları…

NİHAT GÜLTEKİN / Halkın Sesi Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder