Zühtü Güven’in başka bir fotoğrafı
(Tüm fotoğraflar Selçuk Güven’in arşivinden)
Zühtü Güven’in anılarını içeren kitap 2011 yılında yayımlanıp birkaç ay geçtikten sonra kitabın çıkışından haberdar olan torunlarından Selçuk Güven yayınevi vasıtasıyla bu kitabı yayıma hazırlayan kişi olarak benimle de ilişkiye geçmek istediğini bildirdi. İnternet üzerinden birkaç defa yazıştık. Kitabın hazırlık aşamasında Zühtü Güven’in yakınlarına ulaşıp bu anıların yayımı hakkında izin almayı çok istediğimi ama bu konuda başarılı olamadığımı kendilerine ilettim. Bu arada telif hakkı konusu da gündeme geldi. Sorun yayınevinin yapıcı görüşmeleri sayesinde tatlı bir sonuca bağlandı.
Zühtü Güven ailesiyle birlikte
Bu kitabı yayıma hazırladığım sırada anıların sahibi Zühtü Güven’in yaşam öyküsünü ve görsel malzeme olarak bazı fotoğraflarını da kitaba ek olarak koymak istedim. Ama tüm çaba ve araştırmalarıma rağmen bu konuda her hangi bir kaynağa ulaşamadım. Doğum ve ölüm tarihleri bile yazılı kaynaklarda yer almıyordu. Eli kolu bağlıydım. Kitap bu yönüyle eksik çıktı diyebilirim.
Zühtü Güven bazı askerlerle birlikte Ağrı Ayaklanması’nda
Bu anılar yayımlandıktan birkaç ay sonra yukarıda değindiğim gibi Zühtü Güven’in torunu Selçuk Güven ile tanışma fırsatına kavuştum. Kendisinden dedesinin yaşam öyküsü ve varsa birkaç fotoğrafını ilerde kullanmak üzere bana göndermesi ricasında bulundum. Sağ olsun beni kırmadı. Zühtü Güven’in kısa yaşam öyküsünü ve Zühtü Güven’in Ağrı Ayaklanması sırasında yörede çekmiş olduğu ve ilk kez burada yayımlanan siyah beyaz eski birkaç fotoğrafı da bana gönderdi.
Zühtü Güven Doğubayazıt’ta bulunan İshak Paşa Sarayı önünde
Selçuk Güven’in bu notlarını, diline fazla dokunmadan gönderdiği fotoğraflardan bazılarıyla birlikte burada okuyucuya sunuyorum. Umarım Bir Türk Subayının Ağrı İsyanı Anıları adlı kitabın bazı eksiklikleri geç de olsa böylece giderilmiş olur. Bu notları kaleme alan Zühtü Güven’in torunu elektrik mühendisi Selçuk Güven, Erzurum’da liseyi bitirmiş ve daha sonraları birçok yörede görev yapmıştır: ”Doğuda Hakkari hariç her vilayette iş yaptım. Yanımda 24 sene beraber çalıştığım Urfalı bir Kürt ekibim vardı”. Selçuk Güven daha sonra dedesi Zühtü Güven’in yaşam öyküsü (1898-1968) konusunda şu bilgileri aktarır:
”Zühtü Güven’in ataları Rus Çarı’nın 1870 senelerinde Batum’dan sürdüğü Çerkezlerden sayılır. Çorum’un Mecitözü ilçesine yerleşmişler. Zühtü Güven 1898 yılında doğmuş, gençliğinde jandarma teşkilatına astsubay olarak katılmıştır. Çorum’da 1918 senesinde meydana gelen isyanda, isyancılara karşı savaşmış. Dedemi üniversite yıllarına kadar tanıdım tatillerde Biga’da çok beraberliğimiz oldu. Hakikaten dürüst babayiğit bir adamdı. Bana anlattığı bir olayını aktarayım. Dedem önce Çorum da astsubaymış, orada çıkan bir isyanda isyanın elebaşını vurmuş, adam da aşiret başı imiş. Komutanı dedeme bunlar seni yaşatmaz diye Çanakkale’ye tayin etmiş. Çorum’dan Ankara’ya mahpus naklediyorlar. Dedem atlı diğerleri askerlerle yayan. O zamanın imkanları böyle. Bir köyde dinlenip geceyi geçirmeleri gerekiyormuş. Dedem askerlere mahkumların kelepçelerini çözün köyde mahcup olmasınlar demiş. Akşam elebaşı ile aynı odada yatmaları gerekmiş. Tabii uyuyacaklar ama nasıl? Dedem mahkuma gel seninle bir güreş tutalım yenersen bırakayım git yenilirsen efendi gibi yat uyuyalım demiş. Adam ezile büzüle sen bizim kelepçeleri çözecek kadar büyük adamsın rahat uyu demiş. Zühtü Güven Çanakkale’de de kendini göstermiş. İstanbul’da iki polisi öldüren İngiliz ajanını Çanakkale’de İngiliz konsolosluğu bahçesinden kaçırarak kurşuna dizilmesini sağlamıştır. Çanakkale’de tütün kaçakçılarına göz açtırmamıştır. Çanakkale Harbi’nde sırtından şarapnelle vurularak gazi olmuştur.
Zühtü Güven (solda) Ağrı Dağı eteklerinde
Biga’da bir Çerkez reisinin kızı Zühtü Güven’e aşık olmuş ve onunla evlenmiştir. Bu arada Çerkezlerden Anzavur’da padişahın teşviki ile kuvayi milliyeye karşı isyan çıkarmıştır. Zühtü Güven bu isyanda kuvayi milliyecilerle beraber savaşmış, hatta bu konuda bir kitap da yazmıştır. Bu savaşın esprisi, Çerkezlerin eniştesi olduğundan Çerkezler Zühtü Güven’e kurşun atmayan derlermiş.
Kitabında da bahsettiği üzere bir sürü çete ile bu dönemde savaşmıştır. İstiklal Harbi bitiminde İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiştir. Harbin sonunda Konya’da subay okuluna giderek Jandarma Subayı olmuştur. Doğu’da Ağrı I ve Ağrı 2 İsyanlarına katılmıştır. Bu isyan konudaki anıları Avesta Yayınları arasında yayımlanmıştır. Çanakkale, Manisa ve en son Kızılcıhamam Jandarma Komutanı iken emekli olmuştur. Emekli olduktan sonra Biga’da boş durmamış, değişik çalışmalar yürütmüştür. CHP ilçe başkanlığı, Kızılay başkanlığı ve Eski Muharipler Cemiyeti başkanlığı yapmıştır. Böylece Biga’da büyük bir saygınlık kazanmıştır. Bu arada Biga’da yerel bir gazete çıkarmıştır. Bir oğlu ve bir kızı olan Zühtü Güven 1968 yılında vefat etmiş ve Biga Mezarlığı’na defnedilmiştir”.
Zühtü Güven’in yazarlık yaşamında hep isyan vardır. 1948 yılında Anzavur İsyanı adlı bir başka kitap da kaleme alır. Balıkesir ve Gönen yöresinde Ahmet Aznavur isminde biri tarafından çıkarılan Aznavur İsyanı, bilindiği gibi Kuva-i Milliye birlikleri tarafından 16 Nisan 1920 tarihinde bastırılır. Zühtü Güven’nin yaşamı Mahmut Şenol’un yazmış olduğu bir romana da yansır.
Sonuç olarak bu kitap tecrübesi sonucunda editörlerlerin üzerlerinde çalıştıkları kaynakların yayımından sonra da görevlerinin devam ettiğini gördüm. Kitapların tarihinde veya bibliyografya çalışmalarında bu tür ek bilgilerin önemi ortadadır. Zühtü Güven’in yaşam öyküsü konusunda bu en alakalı bilgiler ve görsel malzeme sonucunda sanırım okuyucu Bir Türk Sübayının Ağrı İsyanı Anıları adlı kitabının yazarı ve yaşam öyküsünü biraz daha yakından tanımış oldu.
Rohat Alakom
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder