27 Şubat 2013 Çarşamba

Ağrı'lı gencin İşkenceden dalağı alındı savcı 'şakadır' dedi


Askerlik yaptığı birliğinde bir onbaşının, ellerini arkadan boruya kelepçeleyerek kendisine işkence etmesi sonucu bir dalağını kaybeden Ağrı nufusuna kayıtlı Sinan Işık'ın savcılığa yaptığı başvuru, takipsizlikle sonuçlandı.


Işık'ın avukatı, doktor raporları ve tanıklara rağmen olayın tamamen bir şakadan ibaret olduğunu iddia eden savcının kararının çok komik olduğunu ifade ederken, Sinan ise halen yaşadığı işkencenin etkisinden kurtulmuş değil.

Aydın'ın Buharkent ilçesinde yaşayan Ağrılı Kürt bir ailenin çocuğu olan Sinan Işık, İstanbul Kasımpaşa'da Askeri Hastane'de askerliğini yaparken, 25 Şubat 2012 tarihinde İbrahim Halil Deniz adlı onbaşının işkencesine maruz kaldı. Deniz, "sana bir şaka yapacağım" diyerek Işık'ın ellerini kalorifer borusuna kelepçeleyerek, dakikalarca dövmesi ile iç organları zedelenen Işık, gördüğü işkence nedeniyle iç kanama geçirdi ve 12 gün yoğun bakımda kaldı. Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) geçirdiği ameliyat sonrası parçalanan dalağı alınan Işık, daha sonra "çürük raporu" verilerek, evine gönderildi. Kendisine "bir şey yapılır" korkusu ile ilk başta olayı komutanlarına ve askeri doktorlara anlatamayan Işık, rapor aldıktan sonra başından geçenleri ailesine anlattı. Işık ve ailesinin, işkence yapan asker hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine başlatılan soruşturmada savcı, ilginç gerekçelerle takipsizlik kararı verdi.

Savcıdan ilginç değerlendirmeler

Soruşturma dosyasını inceleyen askeri savcının, 3 sayfalık kararında olayın tamamen bir şakadan ibaret olduğu yönünde çıkarımlarda bulunması dikkat çekti. Işık'ın DİHA'ya verdiği röportajın Özgür Gündem gazetesinde yayınlanmasını ele alan savcı, ailenin sorumluların yargılanması için girişimlerde bulunması olayını "trajikleştirmek" yönünde atılan adımlar olarak değerlendirdi. Savcının, ailenin işkence olayını "dramatize" ederek, tazminat alma hesapları yaptığı yönünde değerlendirmelerde bulunması dikkat çekti. İbrahim Halil Deniz'in tamamen "şaka" kastıyla bu fiili işlediği kanaatine varan savcı, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Avukat Bayraktar: Takipsizliğin gerekçesi çok komik

Kararı değerlendiren Işık'ın avukatı Nezahat Paşa Bayraktar, olayda komutanın vurduğuna ve kelepçelediğine dair sayısız tanık olmasına rağmen askeri savcılığın takipsizlik kararı vermesinin anlaşılmaz olduğunu söyledi. Takipsizlik kararının gerekçesinin çok komik olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Komutan diyor ki, 'evet ben kelepçeledim vurdum; ama ben ona şakayla vuruyordum.' Askeri savcılık da olayla ilgili 'şakaya dayalı darp' nedeniyle takipsizlik kararı vererek, dava açılmasına gerek duymadı" dedi. Dosyada 5-6 doktorun dinlendiğini, bütün doktorların kanaatinin dalağın parçalandığı yönünde olduğunu aktaran Avukat Bayraktar, doktorların bunun mutlak şekilde darp sonucunda gerçekleşmiş olduğunu söylediğinin altını çizdi. Bayraktar, doktor raporu ve 20'ye yakın tanığın olmasına rağmen savcılığın "takipsizlik" vermesinin Türkiye'deki işkence vakaları ile bağlantılı olduğuna işaret etti.

'Özgür Gündem'de çıkan haber aleyhine kullanılıyor'

"Sinan Işık vakası çok net bir vaka" diyen Bayraktar, şunları dile getirdi: "Yaşadığı olayla ilgili Özgür Gündem gazetesinde çıkan haber onun aleyhine kullanılıyor. Müvekkilim özellikle Kürt olduğu için, komutanının kendisini sevmediğini ve kötü muameleyi de bundan dolayı yaptığını ifadelerinde söyledi. Müvekkilim askerde gördüğü şiddet nedeniyle özürlü hale geldi. Çalışamıyor bunun yanında yığınlarca ameliyat geçirdi. Halen normal hayatını sürdüremiyor." Dosyanın üzerinin kapatılmaya çalışıldığı uyarısında bulunan Bayraktar, "Ben burada şunu vurgulamaya çalışıyorum. Askeri yargılamalarda askerlik içerisindeki yaygın işkence vakaları yargının eliyle bir şekilde örtülüyor" diyerek, bu tür vakaların askeri mahkemede değil Ağır Ceza Mahkemeleri'nde görülmesi gerektiğine işaret etti. Savcılığın "takipsizlik" kararına itiraz ettiklerini aktaran Bayraktar, buradan sonuç çıkmaması durumunda Anayasa Mahkemesi ve AİHM'e başvuracaklarını ifade etti.

Işık halen yaşadığı işkencenin etkisinde 

Şu an Buharkent'te ailesinin yanında yaşayan ve eve geldikten 3 ay sonra ikinci ameliyatını olan Sinan Işık ise, Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) yardımıyla ilaç alarak, psikolojik tedavi görüyor. Yaşadığı işkenceyi bir türlü unutamadığını söyleyen Işık, artık hiçbir iş yapamadığını belirtiyor. Ailesinin hakkını araması için kendisini desteklediğini belirten Işık, bugüne kadar Milli Savunma Bakanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Cumhurbaşkanlığı gibi mevkilere gönderdiği dilekçelerin ya yanıtsız ya da oyalayıcı olduğunu söyledi. Sorumluların yargılanmasını ve kendisine yardım edilmesini isteyen Işık, "Hiçbir başvuruma cevap gelmedi. Ortada kalmış gibi oldum. Derdimi anlatacak kimse yok. Bu devlet bana sahip çıkmadı" dedi.

Kaynak: Yüksekova Haber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder