18 Aralık 2012 Salı

Halil Aksoy: Kürt bölgesinde gerçek işsizlik oranı yüzde 50'lerde


BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, 2013 bütçesini eleştirerek, Kürt illerine çifte standart uygulandığını söyledi. Aksoy, Kürt Halk Önderi Öcalan'a yönelik ağır tecride de tepki göstererek, "Beş yüz dokuz gündür Sayın Öcalan’ın avukatları ile görüşmesine izin verilmiyor" dedi.


2013 yılı Merkezi Bütçe Tasarısı’nın 6’ncı maddesi görüşülürken söz alan, BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, 2013 bütçesinin Türkiye’nin temel sorunlarına çözüm olamayacağına dikkat çekerek, Kürt illerine uygulanan çifte standart uygulamalara değindi: “Türkiye’deki adaletsizlik, eşitsizlik ve antidemokratik uygulamalar sistemin derinliğinde saklıdır. İster ‘doğu ve güneydoğu’ deyin, ister ‘Kürt coğrafyası’ deyin, isterseniz başka bir isim takın -doğrusu da budur- uygulamalar hiç değişmiyor. Bölgeler arası derin adaletsizlik ise asırlık ayrıcalığın ürünüdür. Bu bölgelerde gerçek işsizlik oranı -emin olun- yüzde 50 dolaylarındadır. Yıllardır bilinçli politikalar neticesinde ekonomik alanda da geri bırakılan bölgede, otuz yıldır devam eden şiddet ve çatışmalı ortamda, yoksulluk ve işsizlik her geçen gün daha da derinleşmiştir. Bölge halkı için en büyük geçim kaynaklarının başında gelen hayvancılık ve tarım, zorla köy boşaltmaları ve yayla yasakları nedeniyle neredeyse bitme noktasına gelmiştir."

Kürtlerin yaşadığı bölgelerin, sağlık alanında da en çok ihmal edilen bölgelerden olduğuna vurgu yapan Aksoy, hâlâ birçok il ve ilçedeki hastanelerin ihtiyacı karşılayamadığını ifade etti.

'ANA DİLDE EĞİTİM KÜRTLERİN OLMAZSA OLMAZIDIR'

Ana dil eğitimi hakkında da Aksoy, "Anadilde eğitimin inkârı, insan haklarının, hukukun ve beşeriyetin inkârıdır. Çünkü bilimsel bir gerçek olarak bireyin ana dili, onun 12 yaşına kadar dünyayı algılayabileceği ve tanıyabileceği yegâne düşünsel aracıdır. Bu yüzden, Kürt halkının ana dilde eğitim hakkı meşrudur ve en temel insan haklarından birisidir. Ana dil özgürlüğü, istikrarlı bir ülke yönetiminin, toplumsal barışın, onurlu yaşamın ve modern hukukun temel güvencelerindendir" ifadelerini kullandı.

Türkiye cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin ana dilde eğitim, ana dilde savunma hakkı ve Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için altmış sekiz gün bedenlerini ölüme yatırdıklarını hatırlatan Aksoy, ekledi: "Açlık grevi sona erdi, kuşkusuz çok onurlu ve saygın bir direniş sergilediler ancak bu gerçek vardır ki talepleri hâlâ ortadadır ve karşılanmamıştır. Onların talepleri bizim de talebimizdir, bir bütün olarak Kürt halkının talebidir. Bu talepleri biz de bir kez daha yineliyoruz. Ana dilde eğitim hakkı Kürt halkının olmazsa olmazıdır. Bu, uluslararası hukuk tarafından da güvence altına alınan doğal ve insani bir haktır. Bu, aynı zamanda Allah tarafından insanlara verilen bir haktır ve bir zenginliktir. Yasaklanması, hukuka, insanlığa aykırı olduğu kadar, İslam dinine göre de günahtır."

BDP'li Halil Aksoy, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tam tecrit uygulamasının sürdüğüne dikkat çekerek, "Üstelik, bir devlet düşünün ki kendi hukukunu kendisi çiğniyor. Yasalarında yer alan hükmü bir şahıs hakkında uygulamıyor, kişiye göre hukuk sistemi icra ediyor" dedi.

'AKP'NİN KÜRTLERİN ACISINI YAŞAMASINA BİLE TAHAMMÜLÜ YOK'

Bir diğer önemli konunun da AKP Hükümeti’nin cenazelere olan tahammülsüzlüğü olduğuna işaret eden Aksoy, konuşmasını şöyle tamamladı: "Ülkede otuz yıldır devam eden bir savaş var ve bu savaşta on binlerce insan yaşamını yitirmiş, sayı vermek istemiyorum doğrusu. Kim olursa olsun, yaşanan bütün ölümlerden acı duymak, ızdırap duymak gerekir. Bunu böyle hissetmeyen insanlığından şüphe etmelidir. Bir gerçek var ki, o da hâlâ genç bedenlerin toprağa düştüğüdür. Ancak, böylesi bir acı durumda bile AKP, Kürt halkının acısını yaşamasına bile tahammül etmiyor. Gözü yaşlı anne ve babaların evlatlarına olan son sorumluluğunu yerine getirmesine izin vermiyor. Cenaze törenlerine, gaz bombalarıyla, panzerlerle, tazyikli suyla müdahale ediliyor. Hatta, mezar yerlerini bile seçmelerine izin verilmiyor. Daha da acısı ve insanlık dışı olanı ise, gerilla cenazelerine yapılan işkence ve hakaretlerdir."

Fırat Haber Ajansı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder