9 Aralık 2012 Pazar

Sovyetler Birliği Beyazid Konsolosu Yoldaş Maltisof‘un Raporu(32)


Sovyetler Birliği   Beyazid  Konsolosu   Yoldaş   Maltisof‘un  Raporu(32)1 Mayis  1923Kürd  Hareketi Bazı nedenlerden dolayı     son  aylarda   Kürd hareketi  hakkında   güvenilir   bilgiler  azalmaya  başladı.  Geçmişte de   bir  çok defa   yazdığım  gibi  bizim  Fars  ülkesine   ilişkin   en önemli bilgi kaynaklarımız    Beyazid’ın  sınır  bölgeleridir.  Bu  bilgi  kaynaklarıyla    dolaylı     yollarla     ilişkileri Mako’da  bulunan  Konsolosluğumuz   sağlıyordu.  Dikkatlı   davranmak,  Türklerin  kuşku ve  şüphelerini  çekmemek için     doğrudan  ilişkilerden  kaçındık.
Yoldaş  Dubson’un    Mako’dan  ayrılmasından  sonra  bu  ilişkiler  tümden koptu.  Çünkü  yoldaş   Dubson’un  yardımcısı  bu  ilişkileri    toparlamasını  gerçekleştiremedi.   Bende   bazı   dağınık ve  tam  olmayan bilgiler vardır.  Bunları okuyan kimsenin   sağlıklı bir  sonuca  varması  çok zahmetli  olacaktır..En  büyük hata   bizim   buradaki   devlet     temsilciliğimizden  kaynaklanıyor..    Diyorki: “bu bölgede  Konsoloslukların     siyasi  durumu  bildirmeleri  fazlalıktır  ve  gerekmiyor”...  Bir  kaç  gün önce  bir  telegraf     bana  ulaştı.. Söz  konusu  olan  telegrafta      bu açıdan    anlamsız bir  cümlede    şöyle deniliyordu:  “belki de Kürdlerin    hareketliliklerinin  azalması    İngiltere  ve Türkiye   antlaşmasından kaynaklanıyor”..  Şimdiye  kadar bu konuda  hiç bir şey elime geçmedi..   Konsoloslukların  bu  konuda   bilgilendirilmemesi      işlerini dahada     zorlaştırıyor  ve    gelişmeleri    anlamalarına   engel  oluyor.  Benim  elime geçen  bilgilere göre    gerçekten de  Kürdlerdeki   canlılık azalmış.   Güvenilir   kaynaklara  göre    Şêx  Mahmud    Türkiye Kürdistan’ında     rolünü  yitiriyor.  Çünkü,   onun  etkinliği  Şeyhlerin   sayesindeydi.  Van  ve  Bitlis  Kürdleri   diyorlar ki    Şêx  Mahmud’un    etkisinin  işareti  olan   sonbahar ve Kış   hareketlilikleri ve  faaliyetler   kalmamıştır.  Bugün  onlar     daha  çok      siyasal  durumun   netleşmesi  beklentisi içindeler.    Aynı  zaman  bir   grup  Şeyh Sovyeler Birliği  ve  Kürd  Komitesi  arasındaki   antlaşma  projesine    dayanarak   Rusya ile birlikte  çalışmak istediklerini bildirdiler.  Bu da  gösteriyor ki     Kürdler  için   bağımsız  Kürdistan  için  mücadele de   İngilizlerin    yardımını  almaları  o kadar  da  kolay  değildir.  Bunu ispat  etmek için de ben      daha önceleri   durumu  analize  etmiş ve  öneride   bulunmuştum: “Kürdler  niçin İngilizlere  yaklaşıyorlar? Çünkü     onları destekleyecek  hiç bir  yer yok..  Eğer  biz  onları   desteklesek ,   hiç  kuşku  yok ki  Kürdler  İngilizlerden  uzaklaşacaklar.  Böyle bir  şey  hiç  hayal değildir. Eğer   Bitlis ve Van Kürdleri    Kürd Komitesinden talimat  alırlarsa( Kürd  Komitesinin  onların arasında   çok büyük bir  etkisi var)  İngilizlerle   Mahmud(Şêx Mahmud  A.A)  arasındaki  antlaşmaya  karşı tavırlarını  değiştirirler.  Hatta    Mahmud’un   kendisi dahi   İngilizlerle  olan   ilişkilerinde   bazı  değişikliklere  gidebilir.İşlerimizde   büyük bir  kaygısızlık ve  düzensizlik vardır.    Sovyet Temsilcisinin  telgrafında    şöyle bir cümle var:  “İngilizler Suleymaniye’de   Kürdlerin kanını  dökmeye  başladı” diye.  Benim  bu   fakta  dair  hiç bir bilgim yok. Bu cümle  açık değildir. Ben  bu  cümleyi    Mahmud’un  İngilizlerden  ayrılması olarak anlıyorum..  Sağlıklı  bilgiler  olmamasına rağmen  diyebiliriz  ki   Kürdlerle   İngilizler arasındaki  müttefiklik  ilişkisine  çatlaklık girmiş bulunmaktadır.  Bu çatlaklık hangi derecededir?  Şimdilik   tam bilinmesi çok zordur..Diğer  yandan,  eğer  Kürdler  başka bir  gözle   İngilizlerin  yardımına baksalar  dahi,   Kürdlerin  Kürdistan’ın bağımsızlığına  dair  düşünce ve  tavırları değişmez.   Gelen  malumatlara   göre  bazıları   diyorlar ki   Kürdler   faalıyetlerini  gizli  olarak sürdürüyor ve   buldukları  ilk  uygun  ortamda   işe başlayacaklar..  Şunuda   demek  gerekir ki    Kürd aşiretlerin birliği  sadece   siyasi   değil, aynı  zaman da     ulusal ve  düşünsel  bazdada  devam etmektedir.  Şimdi bu faaliyet   Türkiye Kürdistan’ında   Van, Bitlis, Erzurum ve  Beyazid  bölgelerin  birliği için    yürütülmektedir.  Haydaran ve  Milan aşiretlerinin   birliğinden  sonra,  şimdi ise   Erciş ve Beyazid’ta  bulunan  Ademanli aşiretleri arasında   büyük bir propaganda   var..  Bu  propaganda   Bitlis’te  bulunan    Hasanlu  aşiretinide  sarmış ve  Beyazid’te  bulunan  Celali  aşireti  arasında  başarılı  bir şekilde  sürdürülmektedir.  Kürdlerin   birleştirilmesi  için  yürütülen   faaliyetlerin başarısı    şu  faktlarda  açık bir şekilde  görülmektedir:  Beyazid ve Mako bölgelerindeki   Türkiye ve Fars KürdleriYüzlerce  yıl boyunca  birbirlerine  karşı acımasız  düşmanlık   yapıyorlardı.  Fakat  şimdi    her gün  ilişki içindeler ve  görüşüyorlar.  Geçmişte  her gün yaşanan   çatışmalar    şimdi  yok.  Mako  Kürdleri  arasında  düşmanlık kalmamıştır.. Türkiye  Kürdleri arasında yürütülen birlik çalışmaların     geliştiği  bu  ortamda,  Fars  Kürdleri   yer yer   silahlı ayaklanmalara   girişiyor ve  Fars  devletinin  onlara   karşı  tutumundan dolayı çalışmalar  içindeler.  Örneğin    Mart  ayının    ortalarında  Sablax(Mahabad   a.a)  Kürdleri  ayaklandı ve   Fars devletinin  tüm kurumlarını  yerle bir ettiler.Fars  devleti    şimdi  Qeredax  ve  Şaho  Kürdlerini  silahsızlandırma   faaliyeti içindedir.  Fakat  bize  ulaşan haberlere göre   Mako ve   Sablax   Kürdleri  silahlanma   faaliyetleri    içindeler..  Mako’da    olduğu gibi  bazı yerlerde  tek tük   makineli silahlar   elde etmişler..Fars  devleti,  Suleymaniye’de   çıkan  Kürd  gazetelerinin    İran  Kürdistan’ına     girmelerini   engellemek için    çabalar içindedir.  Gerçi  tam  tersi gelişiyor.  Kürdler   birbirlerinden  kopmadan  ziyade  daha  çok  birleşiyorlar.   Şunuda    vurgulamak  gerekiyor ki son  dönemlerde   Sablax   bölgesinde   Kürd  hareketinde  yeni bir  ittifak    olayı  gündeme  geldi..  Begzade  aşiret reisi  Nuri beg’de    ittifaka  katıldı.. Türklere  gelince, onlar  Guney Kürdistan’da  sıcak bölgelere ve  Musul’a   askeri   güç  göndermekle   meşgul.. Bize   ulaşan  haberlere  göre  Türklerin Van’da  bir  askeri  birliği ve  Başkale’de  50  askeri var.  Alınan  karara  göre   Çanis  Mizmi(olduğu gibi  aktardım..İsimde bir yanlışlık var-a.a)  olarak  tanınan  birinin komutasında  bir birlik yakında  Beyazid’e   geliyor.  Eski  Mako   Konsolosu   Tahir Bey  Beyazid’e   geldi.  Güya   askeri birliğin   bu yakınlarda  buraya  gelmesi gerekir.. Türkiye’nin   böyle  büyük  bir  askeri birliği Kuzey Kürdistan’da  yok.  Türkler  askeri güçlerini  Mezopotamya’ya   yığmışlar.  Bu ise   Kuzey Kürdlerinin    Güney Kürdistan olmadan  ayaklanmayacağı anlamına gelmiyor..İstihbarat  servislerinden gelen bilgilere göre  Rewabdiz  hâlâ   İngilizlerin elinde  ve  Musul cephesini  güçlendiriyorlar.  Son  dönemlerde   bu  bölgeye  50  bin tüfeng  ile birlikte bir kaç başka   savaş  uçağıda   bölgeye  getirilmiştir.Simko’nun  nerede  olduğu  bilinmiyor. Çünkü,   sürekli  yer  değiştirdiğinden dolayı   kimse   onun  nerede  olduğunu bilmiyor.  Bundan  dolayı    Simko’ya   ilişkin  gelen  bilgiler    tam  çelişkililer. En son bu konuda   gelen  habere  göre  Simko  Rewandiz’da  olduğu söyleniyor.  Fakat  şimdiye  kadar  bu  haber   doğrulanmış  değildir.   Diğer  yandan   bir  söylentiye göre   Türkiye  devleti ile   Simko’nun  afedilmesi  için  görüşmeler  yapılıyor.. Güya   Hüseyin  Paşa  bu amaçla   Ankara’ya  gitmiş..Deniliyor ki,   Simko’nun  kardeşi  Ahmed  Ağa    Mahabad  Kürdlerinin   ayaklanmasına  katılmış.  Şimdi  kimse    onunda  nerede  olduğunu bilmiyor.  Ankara’dan   gelen   son  telgrafa  göre   Şêx  Mahmud’un  eniştesi   Türkiye devletinin  daveti üzerine  Ankara’ya  gelmiş.  Türkiye devleti   Şêx  Mahmud’u  Kuzey  Kürdistan’da   propagandadan  vaz  geçme   şartıyla, destekleme ve   yardım  etme  önerisini yapmış.   Türklerin  bu girişimleri   kuşkusuz  Kürdistan  parçalarını  birbirinden koparmaktır.  Fars  Kürdistan’ını  denetim altına  almak için,  Türklerin  Şêx  Mahmud’un  bu girişimlerini  desteklemeleri   uzak  değildir.  Bu görüş  en az  inandırıcı olanıdır.  Çünkü   Fars  Kürdistan’ının   sınırlarının  bağımsızlığı,  onların  Kürdistanı için  bir tehlike teşkil ediyor.  Öyle   görünüyor ki   onlar  var  olan   durumu  böyle  stabilize  etmek  istiyorlar.  Yani,  Suleymaniye’nin  çevresinde  küçük bir bölgeyi Şêx  Mahmud  için  bırakacaklar..  Her  iki durumda da  Türkler,  Türkiye Kürdistan’ında  iktidarlarını sağlamlaştırmak  ve bölgede  askeri  güçlerini kuvvetlendirmek için  yararlanacaklar ve  geçici bir nefes  alacaklar.Fakat  şunuda  söylemek  gerekir ki, kuşkusuz  böyle bir geriye çekilişin arkasında   büyük bir tehlike var.  Türklerin  Kürd hareketine karşı   yöntemlerini  değiştirmeleri gerekiyor.  Herkesten  daha  çok  Türkler  Kürd hareketinden  haberdarlar.  Biliyorlar  ki  mevcut olan  Türkiye’nin aktüel  durumu  onlara   ağıra  mal olur. Öyle  görünüyor ki, Şêx  Mahmud onların  önerilerini  kabul edecek. Çünkü o,  şimdilik  onlara karşı  koyacak  kadar  güçlü değildir. Eğer   bu antlaşma  Türkler için  bir  nefes  alma  ise, Şêx   Mahmud  için   iki katıdır.Eğer  Şêx  Mahmud  Türklerin  şartlarını  kabul ederse, bu onun  Türkiye Kürdleri içinde   faaliyetlerine  son vereceği anlamına gelmez.  Ben   kökleri  çok  derin olan Kürdlerin  bu birliği üzerine   çok düşündüm,  ne  sınırlar ve ne de gümrük  noktaları   Kürdler arasındaki  ilişkilerin önüne geçer.   Kürdleri   tanıyanlar  benim  bu  sözlerime  inanacaklar.  Yani  Şêx  Mahmud  bu  nefes  alma  sürecinden yararlanarak  Kürdleri  örgütleyecek ve o zaman   bu antlaşma  kendiliğinden  iptal olacaktır. Fakat  Şêx  Mahmud ve diğer Kürd Önderleri  tüm  Kürdistanı  birleştirmek  için mücadeleyi  başlatmadan önce,  kuşkusuz kendilerini destekleyecek ve yardım edecek kesimleri ararlar.  Onlara  destek verebilecek  yalnızca   iki güç var: ya  İngiltere   yada      Sovyet Rusyası.... Ayaklanmanın   hazırlanması ve  başlatılması  sürecinde   kimin  onlarla birlikte olduğu ve   onları  desteklediği  belli olacaktır..  Bu  aşamada(gerçi  ayaklanma  geçen  yıldan beri başlamıştır) ortaya  çıkacaktır ki, acaba  biz   Türklerle olan  geçici dostluk  ve hayalini mi hep yazacağız, ki  şimdiye  kadar  bize   aşağılanmaktan,  maddi ve toprak kaybından  başka   bir yararı   olmadı..  Yoksa biz   Sosyalist  bir Cumhriyetin   bayrağı altında    kendi özgürlüğü için   mücadele  eden  diri  bir halka mı  yardımcı  olacağız?

Çeviri:   Aris Arda

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder