16 Mayıs 2012 Çarşamba

Öz topraklara dönüşün hikayesi


Agirî İsyanı sonrası Serhat’tan Rusya’ya uzanan göçün trajik öyküsü... Sınır hatlarında gezinen bir hayat... 17 yıldır süren özgürlük arayışı... Yoldaşları uğruna kendi yaşamını feda etmeyi göze alan bir cesaret örneği...



Medya Savunma Alanları’nda geçen gün dikkat çeken bir olay yaşandı. Gerillalardan biri, doktorların acil bir hastaya baktığını söyleyince aklımıza, aralıksız devam eden havan ve obüs topu saldırıları geldi. Haberci refleksiyle “Ne oldu?” diye soruyoruz. Olay tahmin ettiğimiz gibi olmasa da, hiç de olağan olmayan bir olayın yaşandığını öğreniyoruz. Olayın kahramanını tanıyanlar, Şîrîn’in anlattıklarını dinleyince “Tam da O’ndan beklenen bir şey” diyor.

Ölümüne fedakarlık ...

İnanılmaz olay şöyle gelişiyor: Yeni savaşçılar temel eğitim gördükleri esnada, yağışlardan dolayı gevşemiş devasa bir taş, eğitim gördükleri okula doğru hızla yuvarlanarak gelir. Bu esnada Rênas Ermenistan isimli gerilla komutanı, güvenlik amaçlı gerilla okulunun hemen üstünde bulunuyormuş. Taşın, genç gerillaların bulunduğu yere doğru gittiğini gören tecrübeli gerilla, taşa doğru koşarak gider. Koca taşı tutmaya, en azından yönünü değiştirmeye çalışır, ama başaramaz. Fakat taşın yol açabileceği korkunç sonuçları da engellemekte kararlıdır. Taşın ağırlığı altında bir müddet dayanabilir ancak. Sonra taş, gerilla komutanını yere yıkar ve karın bölgesi ile bacaklarının üzerinden geçerek aşağıya doğru hızla yuvarlanır. Aşağıda eğitim gören gerilla arkadaşları bu esnada komutanlarının taşla olan mücadelesini görünce bulundukları yerden hızla uzaklaşırlar.

Rênas, bacaklarını ağırlığın verdiği acı ve eziklerle hissedemez bir süre. Sonra gerillalar darbest (ağaçtan sedye) yaparak, komutanlarını, yaklaşık dört saatlik uzun ve yorucu bir yolu katederek, hastaneye ulaştırırlar.

Son eğitimi de O’ndan alıyorlar

Şîrîn’e, fedakar gerilla komutanını görme istemimizi iletiyoruz. Gerilla hastanesinden soruyoruz, ancak buradan ayrıldığını söylüyorlar. Doktorlar, kendisine bir süre daha gözetim altında bulunmasını, her iki bacağında, ayaklarında ve böbreklerinde ezilmeden kaynaklı hasar olduğunu, bir süre dinlenmesi gerektiğini söylüyorlar. Ama fedakar komutan Rênas, “Yarın mezuniyet töreni var. Orada bulunmalıyım, bir daha görüşemeyebiliriz kendileriyle. Oraya gitmem, onlar için de moral olur” diyerek, eğitim alanına geri döner.

Şehit Erdal Okulu’ndayız. Genç gerillalar prova yapıyor. Askeri tören için yapılan provaları, komutanları Rênas yaptırıyor. İlk eğitimlerini olduğu gibi, son eğitimlerini de O’ndan alıyor genç gerillalar. Ancak bu sefer komutanlarının elinde bir baston bulunuyor.

Yürümekte güçlük çekmesine, baston yardımıyla yürüyebilmesine rağmen gerilla komutanı gençlerle tek tek ilgileniyor, yaptıkları hataları söylüyor, nasıl yapmaları gerektiğini anlatıyor. Onlarla şakalaşıyor, espri yapıyor. Gerillaların yüzünde gülümsemeler beliriyor. Genç gerillalar; kendi hayatını göze alarak, yaşamlarını kurtarmak için aldığı riskin farkındalar. Komutanlarına büyük bir sevgi ve hayranlıkla bakıyorlar. “Rênas arkadaşın emeklerine layık olacağız” şeklinde duygularını dile getiriyorlar.

Rusya Kürtlerinin ilk gerillası

Norik Hasanyan, diaspora Kürtlerinden. Babası, çok yakın bir arkadaşı ve aile dostu olan Ermeni bir arkadaşının ismini vermiş oğluna. ‘Norik’, yenilik, yenilenmek demek. Ailesi Gürcistan, Ermenistan, Rusya hattında sürekli dolaşmak zorunda kalmış. “Her ülkede ailenin bir mezarı var. Geride bıraktıklarımızı ziyaret edemedik bile” diyor artık ismi Rênas (yol bilen, klavuz) olan Norik.

İlköğrenimini ve liseyi ile üniversite öğrenimini farklı ülkelerde görmüş. Ermenistan’da Kürdoloji bölümünü okumuş. Rusya’nın Leningrad kentinde Petersburg Üniversitesi’nin Etnografya Bölümü’nde 3 yıl eğitim görmüş. “Ailem hep Kürt olduğumuzdan bahsederdi. Etnografya okumamda belirleyici bir etken oldu bu. Çünkü devletlerin resmi tarihlerinde Kürtlere dair hiçbir kayıt yoktu” diyor.

1993 yılında Rusya’dan gerilla saflarına katılmış. Kendisinden önce Cewo Abdal isimli bir üniversite arkadaşı katılmak ister, ancak Kürdistan’a ulaşamaz. Nahçıvan sınırında bir grup faşist Azeri tarafından yakalanıp, diri diri yakılır. Bu olay Rênas üzerinde derin izler bırakır. Rusya Kürtlerinin PKK mücadelesinde yaşamını yitiren ilk genci Cewo olurken, ilk gerillası ise Rênas olur. Daha sonra katılan kuzeni, gerillada yaşamını yitirir.

Sürpriz bir rastlantı

Baba tarafı 1800’lerde sürgün edilen Rênas’ın, anne tarafı ise 1918 katliamından sonra Rusya’ya göç eder. Aile yıllarca ülke ülke dolaşır. En son meskenleri Rusya olur. Hep ülke hasreti çeken ailenin birçok üyesi 1930 Agirî İsyanı’nda katledilmiş. Öğretmen olan dedesi Rizgo Mamodyan, 1941 yılında gelişen Moskova Direnişi’nde subay olarak yer alır, gazi olur.

Rusya’nın dağıldığı dönemde üniversite öğrencisi olan Rênas, o günleri “Birçok bedelle ve halkın kanıyla yaratılan bütün değerler, bir yılda yıkıldı” şeklinde tanımlıyor. Şimdilerde gerilla Rênas’ın en büyük özlemi, atalarının topraklarını görmek... Pasaportla Îdir’a giriş yapan Rênas, oradan Güney Kürdistan’a geçer. Yeni savaşçı eğitimi gördükten sonra öz topraklarına bir gerilla olarak döner. Serhat’ta iki yıl gerillacılık yapar. O zamanlar 20 yaşındadır. Bu esnada bir rastlantı sonucu akrabalarını tanır. Rênas, “Dedem hep iki kardeştik, birisi orada kaldı” diye anlatır dururdu. Aynı hikayeyi tesadüfen orada yaklaşık 90 yaşında olan bir ihtiyardan dinledim. Bir köye görev için gitmiştim. Ağlayarak ailesinin yaşadığı acıları ve ailenin nasıl parçalandığını anlattı bana. Ben de dedemin anlattığı hikayeyi anlattım. Parçalar birleşti. Meğer o yaşlı köylü, benim dayımmış“ diyor.

Rênas daha sonra kuryelik yapar. Günleri, ayları bulan yürüyüşler onu beklemektedir. Türkiye, İran, Irak, Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan… Sınır tanımaz, geçer. Türkiye’ye Karadeniz’den giriş yapmak isterken 2006 yılında yakalanır. Gürcistan’da bir yıl, Ermenistan’da da bir yıl tutuklu kalır. İdamla yargılanır. İki yıllık cezaevi döneminden sonra Rênas, Gürcistan’da ağır silah eğitimi görür. Aynı yıl, yönünü yine Kürdistan dağlarına verir. Sonrasında bulunduğu Xinêre, Xakurkê, Behdînan alanlarında gerillalara ağır silah eğitimi verir.

Rênas Ermenistan, birçok alanda gerilla mücadelesinde yer almış, 17 yıllık gerilla. Türkçe, Kürtçe, Ermenice ve Rusça biliyor. Fotoğrafını çektiğimizde, “Belgelemek lazım tabii” diyor gülümseyerek.

Kıssadan hisse ...

Günlük yaşamdan örnek vermeyi seviyor Rênas. Bu yöntemin daha kavratıcı ve anlaşılır olduğu kanaatinde. “Teorik ifadelerden daha etkilidir hikayeler” diyor. Örnek olarak da Rus klasiklerinin, Rus halkında yarattığı benzersiz gelişmeyi veriyor. “Bu romanlar bir halk yarattı, kişilikler yarattı” diyor. Sonra bize Rus klasiklerinden bir hikaye anlatmaya başlıyor:

“Bir yazar ülke tarihini yazmaya karar verir. Birkaç yıl tüm zamanını araştırmaya ve yazmaya verir. Bir gün iki arkadaşı gözlerinin önünde kavga ederler. Barıştırmak için ikisini bir araya getirir. İkisini dinler, sonra da kendi gördüğü kadarıyla kavganın nedenini ve kimin suçlu olduğunu anlatır. Yazar, her iki arkadaşını da ikna edemez. Sonra gider, 15 yıldır üzerinde çalıştığı tarih yazılarını getirir, yakar. Arkadaşları nedenini sorunca, şöyle cevaplar yazar: “Biraz önce gözümün önünde gelişen bir olayda kimseyi ikna edemiyorum. Binyıllarca önce gelişen olaylar hakkında nasıl insanları ikna edebilirim ki?”

Çarpıcı bir hikaye...
Rênas mütevazı bir komutan. Denetiminde bulunan gerillalarla beraber çalışıyor. Her işte yardımcı oluyor. Hepsiyle tek tek ilgileniyor. Dili gibi yaşamı da sade...

CİHAN ÖZGÜR/BEHDÎNAN

Kaynak: Rojaciwan.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder