1 Nisan 2013 Pazartesi

Bölgedeki 18 barodan 'üslup' çağrısı


Siirt, Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Iğdır, Kars, Malatya, Mardin, Muş, Urfa, Şırnak, Dersim ve Van baro başkanlarının katıldığı ve dün Siirt Adliyesi Toplantı Salonu'nda yapılan toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı.


Yazılı olarak yapılan açıklamada, Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt sorununun çözümü için başlatılan çözüm sürecinin tarihi bir fırsat olduğu, kalıcı çözüm sağlanıncaya kadar sürdürülmesi ve desteklenmesi gerektiği ifade edilerek, sürecin başarıya ulaşabilmesi ve muhtemel provokasyonlardan korunabilmesi için "barış sürecini yürüten ve katkı sunanların kullanacakları dile ve üsluba dikkat ederek açıklamalarında, saygı ve onur ilkeleri çerçevesinde hareket etmelerinin gereğine" dikkat çekti.

Açıklamada, "21 Mart 2013 Newroz Bayramı'nda Diyarbakır'da açıklanan silahlı mücadeleyi sonuçlandıran sivil, demokratik deklarasyonunun önerdiği paradigmanın Türkiye ve bölge halkları için çok değerli olduğu ve bu çağrının hükümet, devlet, STK'lar ve toplumun bütün kesimlerince önemsenip kabul görmesi sevinç ve heyecanla karşılanmıştır" denildi.

Çözüm sürecinin başarıya ulaşabilmesi için, yurt içindeki silahlı güçlerin geçmiş tecrübeler de göz önüne alınarak herhangi bir can kaybına meydan vermeden güvenlik içinde, hukuk çerçevesinde çıkışların sağlanması için siyasal iktidara ve ilgili bütün çevrelere gereğini yapmaları çağrısında bulunulan açıklamada, kalıcı çözüm için, anayasal temelde güvencelerin sağlanarak vatandaşlık, anadilde eğitimin önündeki engellerin kaldırılması ve Avrupa Yerel Yönetim Şartının çekincesiz kabulünün yanı sıra düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin ve TMK’nin tümden kaldırılması, TCK’de gerekli düzenlemelerin yapılması ile bu noktada Meclis gündeminde bulunan 4. Yargı Paketi'nde yer alan düzenlemelerin sürece uygun içerikte yasalaştırılmasının önemi belirtildi. Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nca kabul edilen Uludere Alt Komisyonu'nun Roboski raporunun kamuoyunda hayal kırıklığı yarattığı belirtilen açıklamada, adalet duygularını karşılamaktan uzak olduğundan bu raporun Genel Kurulca kabul edilmemesi çağrısında bulunuldu.

Açıklamada, "İnanç özgürlüğü çerçevesinde cem evlerinin, alevi vatandaşlarımızın ibadethaneleri olarak kabulü gereği vurgulanmıştır. Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu'nun yaklaşmakta olduğu da dikkate alınarak, TBB'nin sivil, demokratik, sorunların çözümüne katkıda bulunması, müzakere, çözüm sürecinde aktif çaba harcaması gerektiği belirtilmiş, bütün başkan adaylarına başarı dilenmiştir" denildi.

DİHA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder