Tutuklu milletvekili Kemal Aktaş, Ağrı İsyanı’nın bastırılması sürecinde Zilan Deresi’nde yaşanan katliamın açığa çıkarılmaı için meclis araştırması önerdi.
BDP Van Milletvekili Kemal Aktaş, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan aracılığıyla yaptığı meclis araştırması önerisinde, cumhuriyetin kuruluşundan sonra Kürt halkının varlığı, dili ve kültürel değerlerinin yok sayılarak, asimilasyona tabi tutulmasının, isyanların yaşanmasına sebep olduğunu belirtti.
Bu isyanlardan birinin de Ağrı İsyanı olduğunu vurgulayan Aktaş, “1925 yılında Şeyh Sait İsyanından sonra Takrir-i Sükûn Kanunu ve Şark Islahat Planının devreye sokulmasına bir tepki olarak başlayan isyan 1926 yılından 1930 yılına kadar sürmüştür. Hoybun Cemiyeti’nin öncülük ettiği isyanda Kürtlerin yanısıra Ermeni toplulukları ile Alevi Aşiretleri ve Yezidi topluluklarda yer almıştır. Türkiye Cumhuriyeti, İran ve Sovyetler Birliği ile işbirliği içinde isyanı bastırabilmiştir. Öyle ki isyanın bastırılabilmesi adına Türkiye İran sınırında karşılıklı toprak alışverişinin yapıldığı yazılmaktadır. İsyanın bastırılması sırasında hava kuvvetlerinin etkin bir şekilde kullanıldığı ve 80 civarında uçağın harekâtta yer aldığı belirtilmektedir” dedi.
Ağrı İsyanı’nın 1930 yılında bastırıldığını, o dönemin gazetelerinin verdiği bilgiye göre de özellikle Van’ın Erciş ilçesi Zilan Deresi bölgesinde büyük bir katliamın yaşandığını yazdığını vurgulayan Aktaş şunları belirtti: “220 civarında köyün yakıldığı, 15.000 civarında kişinin isyancılara yardım ettiği gerekçesiyle öldürüldüğü, Zilan Deresi’nin günlerce kızıl aktığı ifade edilmektedir.
Sağ kalanların bir kısmının İran ve Ermenistan tarafına kaçarak kurtuldukları, büyük bir kesiminin de batı illerine sürgün edildikleri tarihi belgelerde ifade edilmektedir.
İsyanın tanıklarının anlatımlarına göre isyana katıldıkları iddiası ile tutuklanan Zilanlı gençler Adana Cezaevinde tutulmuşlar ve burada zehirli iğnelerle yüzlercesi katledilmişlerdir.”
İsyana katıldığı tespit edilen aşiretlerin topraklarına el konularak, hazineye devredildiği yönünde önemli bilgi ve belgelerin de kamuoyuna yansıdığını kaydeden Aktaş, “1947 yılında sürgündekilerin eski yerlerine dönmesine izin verilmesiyle batıdaki bir kısım yurttaş yerlerine dönmüşlerdir. El konulan arazilerini almak için yapmış oldukları başvurulara olumlu cevap verilmemiştir. Bu konu ile ilgili dava halen AİHM de sürmektedir” diye devam etti.
Bölgenin katliamdan sonra ‘askeri, yasak bölge’ olarak ilan edildiği, vadinin bir bölümüne bir süre sonra Devlet Üretme Çiftliği kurulduğu, ardından da Afganistan’dan gelen göçmenlerin yerleştirildiğini hatırlatan Aktaş şöyle devam etti: “Vadinin bir kısmında sadece Türkmenlerin yaşadığı köyler bulunmaktadır. Katliamın yapıldığı Zilan Deresi’ne sivillerin girişine halen izin verilmemektedir.
Zilan Deresi katliamında yaşamını yitirenlerin yakınları ‘Barış Sürecinden’ umutlu olduklarını belirtmektedirler. Bu süreçte Zilan Deresi’nde yaşanan katliamın açığa çıkarılması ve yaşamını yitirenlerin anısına bölgede bir anıtın yapılmasını arzulamaktadırlar.
Barış sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için geçmişle yüzleşmenin yaşanması gerekmektedir. Zilan Deresi Katliamı’nın tüm boyutlarıyla açığa çıkarılması ve bu katliamla yaşanan mağduriyetlerin giderilerek; sağlıklı bir yüzleşmenin yaşanması amacıyla Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.”
ANF
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder