23 Ağustos 2012 Perşembe
Ağrı Dağı’nın Eteğinde
Ağrı Dağı’nın eteklerinde, Doğubeyazıt’ı mağrur bir bakışla tepeden izleyen İshak Paşa Sarayı’nın iç avlusu çocuk sesleriyle dolu. Elele tutuşup halka olan çocuklar ve öğretmenleri, kadim sarayın yüzlerce yıllık yalnızlığına neşeli oyunlarıyla seslerini katıyorlar. Kalın taş duvarlar, oymalı bir kapının ardından girilen harem odaları, hemen yanı başındaki ziyafet salonu ve avludaki türbede yankılanıyor Kürtçe ve Türkçe çocuk çığlıkları. Arada, güneşli Doğubeyazıt göğünden bir iki damla yağmur düşüyor, kırmızı avlu taşlarının üzerine. İs-hak Paşa sarayı, yüz yıllar ötesinden gelen torunlarını ağırlıyor ve belki de mutluluktan ağlıyor…
ÖNCE ÇOCUKLAR VARDI (PÊŞİYÊ ZAROK HEBÛN)
Doğu Bayazıt Belediyesi Çocuk Gelişim Atölyesi’nin çocukları bunlar. Okulların kapanmasının ardından çalışmalarını yoğunlaştıran atölye, resim, heykel, ekoloji, tiyatro alanlarında açtığı kurslarla ilçe çocuklarının sosyal yönden gelişimine “Önce çocuklar vardı (pêşiyê zarok hebûn)” sözüne vurgu yaparak katkıda bulunmayı hedeflemiş. Bu etkinliklerden birisi olan Ekoloji Atölyesi 9-13 Ağustos tarihleri arasında Doğu Bayazıt’lı çocuklarla çevre, çevre kirliliği, bunları önlemenin yolları, doğal ve kültürel varlıklarımızın önemi ve geleceğe aktarılması, yaşadığımız kentin tarihini, kültürünü tanıma-koruma, yaşam alanlarına yönelik tehditler ve buna karşı mücadele gibi konularda çalışmalar yaptı. 7-13 yaş grubundan 30’a yakın çocuğun katıldığı atölyenin yürütücülüğünü TMMOB Ankara Şube Üyesi Mimar Pelin Özgümüş ve Ege Çevre Kültür Platformu (EGEÇEP) Eş Dönem Sözcüsü Özer Akdemir yaptılar.
4 günlük etkinlik boyunca oyunlar ve drama gösterileri ile sürdürülen ekoloji atölyesinde çocuklar çevrenin korunması ve gelecekte düşledikleri dünya konulu resimler ve maket çalışmalarının yanı sıra, doğaçlama tiyatro oyunları da sergilediler. Atölye çalışmasının yarım günü Doğubeyazıt’ın olduğu kadar ülkenin de en önemli turistik yapılarından dünyaca ünlü İshak Paşa Sarayı’na ayrılırken, çocuklar çoğunun ilk kez gördüğü sarayın avlularında oyunlar oynadılar.
(Doğubeyazıt/EVRENSEL) Özer Akdemir
YAŞANABİLİR BİR GELECEK İÇİN
Atölyenin son günü olan 13 Ağustos tarihinde Doğubeyazıt Belediyesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, üç gürdür yaptıkları ürünleri sergileyen çocuklar, atölyede akıllarında kalan bilgileri de kendilerini izlemeye gelenlerle paylaştılar.
Basın açıklamasında gerçekleştirilen etkinlikle ilgili bilgiler veren TMMOB Ankara Şube Üyesi Pelin Özgümüş, “Çocuklarımızın yaşanılabilir bir çevrede hayatlarını sürdürmesini ve çevre konusunda da bilinçli bireyler yetiştirerek daha da duyarlı olmasını sağlamayı amaçladık” dedi. Kapitalizmin yaşam alanlarına yönelik saldırısının yoğunluğuna dikkat çeken EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü Özer Akdemir ise çocukların emaneti olan bu dünyanın yaşanabilir bir şekilde geleceğe aktarılması noktasında, çevreyi koruma bilincinin önemine dikkat çekti. Doğubeyazıt Belediye Başkanı Canan Korkmaz ise, belediyecilik hizmetlerini ekolojik anlayışla yürüttüklerini söyledi.
AŞK MASALLARININ BEŞİĞİ
Türkiye-İran-Ermenistan sınırlarının kesiştiği üçgende tüm görkemiyle yükselen Ağrı Dağı, başından eksik olmayan dumanı ve karıyla 30-40 kilometre ötelerden bile rahatça görülüyor. İlginçtir, Doğubeyazıt’ın 5 kilometre uzağındaki bir tepenin 7 bin 600 metre karelik bölümüne 1685-1784 yılları arasında 99 yılda yapılan, 116 odalı İshak Paşa Sarayı’nın hiçbir noktasından Ağrı Dağı’nı göremiyorsunuz! Halk, sarayı yaptıran İshak Paşa’nın ve babası Çolak Abdi Paşa’nın Ağrı Dağı’nın uğursuz olduğuna inandıklarını, bu nedenle sarayı dağın hiçbir yerden görülmediği bu tepeye yaptırdıklarını söylüyorlar. Sarayın hemen 100 metre uzağında yer alan ünlü Kürt şairi ve düşünürü Ahmed-i Xani’nin mezarı türbe haline getirilmiş. Xani’nin 17. yüzyılda Kürtçe’nin Kırmanci lehçesiyle yazdığı Mem u Zin, o devirdeki bir aşk öyküsünü şiirlerle anlatır. İshak Paşa sarayının bir diğer tarafında, yine bir iki kilometre ötede Anadolu’nun bir başka ünlü aşk öyküsünün izleri yer alıyor. Yerel halk “Keşişin Bahçesi” denilen bir zamanlar üzüm bağları ile ünlü olduğunu söyledikleri duvarlarla çevrili bahçelik alanın Kerem ile Aslı öyküsündeki Aslı’nın babasının yaşadığı yer olduğunu anlatıyor. Kereme yaptığı büyü ile onun ve kendi kızı Aslı’nın yanmasına neden olan keşişin bağlarında bugün serin bir su akıyor ve koyu gölgeli ağaçların altında Doğubeyazıtlılar piknik yapıyor.
AĞRI DAĞI, NUHUN GEMİSİ VE ABDİGOR KÖFTESİ
Doğubeyazıtlılar, Suriye ile yaşanan krizin İran’la olan ilişkileri de bozmasının ilçe ekonomisini önemli ölçüde etkilemesinden rahatsızlar. İran sınırına 35 kilometre yakınlıktaki ilçede, sınır ticareti önemli bir ekonomik faaliyet durumunda. Bunun yanı sıra, Ağrı Dağına tırmanmak isteyen ya da İshak Paşa Sarayı, Nuhun Gemisi ve meteor çukuru gibi turistik yerleri görmek isteyen yerli yabancı turistleri de yılın bu mevsiminde bolca görmek mümkün. İlçenin yerel yemeği, dövülerek macun haline getirilen ve kare kesilmiş soğanlarla yoğrulup pişirilen Abdigor köftesini sadece bir gün önceden verilen özel sipariş sonrasında tadabiliyorsunuz. Kentin çevresinde ve içinde zırhlı araçlarla gezen özel kuvvete bağlı polis timleri ve ilçe çevresinde konuşlanan askeri birlikler, bölgede yaşanılan çatışmalı ortamın gerginliğini yansıtsa da, bu gerginlik ilçe merkezinde çok fazla hissedilmiyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder