1 Ağustos 2012 Çarşamba

Kahveler bir zamanlar dengbêj mekanıydı


Dengbêj mekanı haline getirilen babasının kahvesinde bu kültürü öğrenen Rikoyê Hekîyê Mozê, genç nesile şöyle sesleniyor: Bu kültür bizi bugüne getirdi, dengbêjliğe sahip çıkın!



Sözlü Kürt kültürünün çok önemli bir parçası olan dengbêjlik geleneği, hem yerleşik yaşam öncesi Kürt halkının sosyal yaşamını hem de yazılı dönem öncesi sözlü Kürt edebiyatını günümüze taşımıştır. Yaşamının her alanından kesitler içeren bu gelenek, Kürt toplumunun gözünden yaşamı anlatmaktadır.


Dengbêjler Kürt müziğinin kaynaklarıdır. Dengbêj, özellikle sözlü kültür ve değerlerle eğitilmiş ozan ve müzisyendir. Dengbêj emsalsiz bir iradeyle, öngörü gücüyle söz ve sese biçim verir ve bu metotla ses ve sözü estetize eder. Dengbêjler eserlerini Kürtçe seslendirirler. Onların Kürtçesi sade ve berraktır ve bu dinleyicilerin yüreğini şenlendirir. Serhat bölgesi dengbêjler yuvası olarak bilinir. Serhat bölgesinde tanınan dengbêjlerden biri de Dengbêj Rıfat Söyler'dir.


Dengbêjliğe tutkulu bir baba
Bazîdli dengbêj Rıfat Söyler, halk arasında daha çok Rikoyê Hekîyê Mozê olarak tanınıyor. 1955 doğumlu dengbêj Rikoyê Hekîyê Mozê dört erkek, beş kızkardeşin olduğu bir ailenin en büyüğü. Kendisinin de dokuz kızı çocuğu var. Dengbêjlerle haşir neşir olan bir aileden geliyor.


Babası önceleri Bazîd'de eşeklerle balık, ot, tezek, odun vs. taşımacılığı yapmış. O dönemde araba olmadığı için bu meslek revaçta imiş. Daha sonra eşekleri satarak, oradan gelen para ile kahvecilik yapar.

Dengbêjliğe karşı merakı zamanla bir tutkuya dönüşür. Babasının dengbêjliği yanında dengbêjlere olan merakı nedeniyle birçok yeri gezer. Babası, dengbêj kültürünün kaybolmaması için bir de teyp alır. Nerede bir dengbêj varsa oraya gidip kayıt yapar. Komşu il ve ilçeler yanında bazen İran’a kadar gittiği bile olur. Buralarda kaydettiği sesleri, kahvesinde insanlara dinletir. Böylelikle bu kültürü canlı tutmaya çalışır. Zira o dönemde televizyon olmadığından teyp dinlenir.


Dengbêj geceleri düzenler
Zamanla dengbêjliğe ilgi giderek artar ve kahve dengbêj gecelerine sahne olur. Bu aralar Rikoyê Hekîyê Mozê de babasının kahvesinde çalışmaya başlar. Müşterilerin önerileriyle dengbêj geceleri düzenlerler. Zaman zaman sayıları üç ile dokuz arasında değişen dengbêjler, kahvede buluşup kilamlar okurlar. İlgi giderek artar, artık uzak yerlerden de misafirler katılır gecelere. Gelen misafirleri gece ağırlamak için de kahvenin arkasındaki yerlerini yataklarla donatırlar. Böylece geceler, geç saatlere kadar sürer.
7-8 yaşlarında kahvede çalışmaya başlayan Rikoyê Hekîyê Mozê'nin de dengbêjlik kültürüne karşı yoğun bir merakı oluşur. Dengbêj geceleri, Onun düşünsel ve duygu dünyası üzerinde yoğun bir etki yapar. Çocuk yaşlarında kilam okumaya başlar. Babasının, “oğlum dengbêj olsun” istemi de Rikoyê Hekîyê Mozê'yi tetikler.


30 yıl boyunca kahvecilik yaparlar. Bu yıllar içerisinde birçok dengbêj onların kahvesinde kilam okur. Resoye Gopala, Şakiro, Kereme Kor, Ahmede Zeynel, Hecî Evkerîm gibi dengbêjlerle dönem dönem etkinliklere katılır ve bunların çok önemli etkileri olur dengbêjlik kültürü üzerinde. Ayrıca dönem dönem de Salih Çavuş ile –halk arasında Salihê Biro olarak anılır- Kanîsipî köyünden bilurvan Mecit İlhan'dan da etkilenir.
12 Eylül dengbêjliğe de darbe vurur
12 Eylül ile beraber gelen yasaklar, kahvenin ve dengbêjlik geleneğinin de geleceğini etkiler. Kürt dili yasaklanınca doğal olarak dengbêj geceleri de son bulur. Ellerindeki Kürtçe kasetleri saklarlar. Uzun yıllar yer altında kasetlerin birçoğu bozulur. Rikoyê Hekîyê Mozê, çalışan bir kaç kaseti de bugüne kadar sakladığını vurgularken, hüzünlü bir gülümseme sarıyor yüzünü. Kendisi de 1980 darbesinden sonra 10 yıl boyuca dengbêjliği bırakır. Rikoyê Hekîyê Mozê, özellikle dil üzerindeki yasakların hayatının hiç unutamadığı yarası olduğunu belirtiyor.


Birçok kilam besteler
Rikoyê Hekîyê Mozê, kendini bir teybe benzetiyor. "Nasıl ki teyp bir sesi kaydedip tekrarlıyorsa, ben de teypten aldığım sesi tekrarlıyorum" diyor. Birçok dengbêjin kilamlarını ezberler, okur. Darbe süreci ondaki bu hevesi kaçırsa da uzun yıllar sonra tekrardan yavaş yavaş söylemeye başlar. Bu arada halk oyunlarıyla da ilgilenir. Dengbêjlik kültürünü ve halk oyunlarını tanıtmaya çalışır. Bu arada kilamlar besteler. Önceleri bestelerini kimseye vermez. Daha sonra Çarnewa grubundan Serhat Karakaş’a Haynikna, Her Bostano, Lê Zerye gibi birçok bestesini verir. 
Rikoyê Hekîyê Mozê, yıllarca düğünlerde de kilam okur. Düğünlerde üç gün üç gece Fekî Andiç ile kilam okudukları zamanlar olmuş. Asıl amaçları bu kültürü unutturmamaktır. Daha sonra festivallere, gezilere, pikniklere giderek, kilamlar okur. Rikoyê Hekîyê Mozê, yönetmenliğini Bülent Gündüz'ün yaptığı Evdalê Zeynîkê belgeselinde de kilam söyler. 

Dengbêjliğe sahip çıkın
Rikoyê Hekîyê Mozê, şu an halk eğitimde usta öğreticilik yapıyor. Aynı zamanda 20 yıldır muhtar olan Rikoyê Hekîyê Mozê, tek amacının Kürt halkı ve kültürüne hizmet olduğunu belirtiyor. “Dengbêjlik, kendi kültürümüzdür. Bu günlere gelmemizde dengbêjlerin büyük rolleri var. Dilimizin hala kaybolmamasında bu kültürün etkisi var. Dolayısıyla herkesin bu kültüre sahip çıkması şart” diyor. Ardından bunun için yapılması gerekenleri sıralıyor: "Dengbêj geceleri olmalı. Dengbêjlerle ilgili araştırma yapılmalı, kültür evleri olmalı. Dengbêjlerle ilgili arşiv çalışması olmalı.”
Rikoyê Hekîyê Mozê, dengbêjlerle ilgili çalışma yapan, dengbêjlikte ilerlemek isteyen araştırmacı ve genç dengbêjlere de her türlü yardımı yapmaya çalıştığını ve buna devam edeceğini belirtiyor. Herkesin bu kültüre sahip çıkmasını kaydederek, kilamlarını söylemeye başlıyor. Sesi bizleri Agirî, Elegez ve Rewan'a götürüyor...

Nihad Gültekin / Doğubayazıt Halkın Sesi Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder