Kürt Halkının arasına örülmüş mayınlı araziler ve tel örgüleri Kürt özgürlük mücadelesinin gelişmesiyle beraber suni duvarların ve suni sınırların bir önemi kalmamıştır.
BERLİN Duvarı bunun açık örneğidir. ROJAWA’daki devrim ve kazanın ortadoğu coğrafyası ve orta doğudaki haklara yeni bir kapı, aynı zamanda demokratik özgür ve onurlu bir yaşam sunmuştur.
Onurlu bir yaşam biçimi sunduğu bilinmesine rağmen, bunu bile bile bölge devletleri Kürt halkı arasına beton duvarlar örmeğe başlamak istemektedirler… Nusaybin sınırına örülen utanç duvarına protestoyu nefretle kınıyoruz. Bu utanç duvarını protesto ediyoruz. Nefretle kınıyoruz. Bu utanç duvarı pratik ve anlayış olarak, barış ve müzakere sürecine zarardan öte bir şey kazandırmaz. Bu temelden AKP hükümetine sesleniyoruz. Sayın Abdulah ÖCALAN’ın yürütmüş olduğu barış,onurlu yaşam ve haklar arasındaki kardeşlik iklimini bozmaya yönelik kirli ellerinizi çekiniz.
AKP HÜKÜMETİ-DEVLETİ Konu Kürtler olunca hukuk adalet rafa kalkıyor. Neden diyoruz. Çünkü vekil arkadaşlarımız Gülser YILDIRIM, Kemal AKTAŞ, Sema IRMAK, Faysal SARIYILDIZ, Hatip DİCLE, İbrahim AYHAN: halen cezaevinde tutulmaktadırlar. Aslında seçilmiş vekiller tutuklanmamıştır: seçmenleri tutuklanmıştır. Seçmenlerin iradesini hapsetmiştir. Bir halkın seçilmişleri esir aldığı bir ülkede demokrasiden bahsedilmez. Özgürlükten söz edilemez. Bugün Türkiye’de adalet mülkün temelidir deniliyor… lakin adalet siyasetin denetimine girmiştir.
İstanbul’da adalet ayrı işleniyor. AMED ayrı işleniyor. Anayasa mahkemesi tahliye diyor. Yerel mahkeme red ediliyor. Bu hem çelişkidir hem de paralel devlet olduğunun somut kanıtıdır: bir seçim sürecine giriyoruz. Bugün Tayyip Erdoğan CHP ile seçim yarışında milliyetçi şoven söylem üzerinde toplumu çalıştırmaya, ayrıştırmaya ve düşmanlaştırmaya itmektedirler. CHP Genel Başkanı’na diyorki; Kemal Bey sen Hakkâri’ye bile gidemedin ama ben Hakkâri’ye bayrak diktim bayrak dalgalandırdım. Tayyip Erdoğan o bayrağın sahibi de biziz. Bir halkın değerlerini seçim ve siyaset malzemesi yapmana asla müsaade etmeyeceğiz.
Bu söylem, tamda sömürge VALİSİ söylemidir. AKP tek bayrak, tek devlet, tek millet söyleminde ve bu tekçi anlayışından vazgeçmelidir. Kürdistan coğrafyasıyla tarihiyle sosyolojik bir gerçekliktir. Çünkü Kürt diye bir halk varsa o zaman Kürdistan diye bir ülkede vardır. Yalnızca inkâr, imha, asimilasyon yapa can bölgesel küresel dengeler değişecek sen Kürt halkı diye bir halk var ama oda ölü Kürt olacaktır. Sayın Tayyip Erdoğan, kusura bakma Kürt halkı eski halk değildir. Kürt ve Kürdistan yasal ve anayasada resmi olarak kabul edilinceye kadar, demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz. Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın demokratik kuruluş ve özgür yaşam şiarımız.
Basın Toplantısına BDP Doğubayazıt İlçe Eş Başkanı Cemil Rızaoğulları ve Fatma Okçu, Doğubayazıt Tuhayd-der Başkanı Mehmet Bozkurt, Belediye Başkan aday adaları İl ve Belediye Meclis aday adayları ve halk katıldı.
Kaynak: Doğubayazıt Halkın Sesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder