Serhildana Seyîdan û Berazan (Seyîdxan-Elîcan-Fesihê Mihê Mîrze):
Piştî ku serhildêr ji Sarîqamîşê vedigerin, xwe dispêrin quntarê çiyayê Kosedaxê. Ji devê Fesihê Mihê Mîrze;''Wê êvarê em ji wir bi rê ketin û me berê xwe da Çiyayê Kosedaxê. Bi serê sibê re me xwe gîhande quntara Çiyayê Kosedaxê. Pey ra me dûrbînê li der û dora xwe mêze kir. Me hev dît ku eskerekî gumreh berbe çiyê tê. Tu nebê hikûmatê alaya bi navê 'Mizrakli Alayi' pey me xistiye. Ji bo şer me Girê Şehîd ji xwe re kifş kir û em ketin kozikan.'' Peyre şerekî giran derdikeve. Hevalek ji van diçe ber rihma Xwedê û ew alaya hemû belaw dibe. Ew buyer dibe kilam û mêjiyê gel de cih digire. Klama bi navê 'Weylo weylo' ji aliyê Resoyê dengbêj ve tê gotin.
(Photo; Kozikek an jî holikek li ser serê Kosedaxê)
KOSEDAX
Kosedaxe lê lê şax şaxiye way way
Binya wi da lê lê cot kaniye way way
Kanik şore lê lê yek şirîne way way
Min wan kaniya lê lê av xwariye way way
HPG Serhat Eyalet Komutanlığı, Ağrı’da halkın hayvanlarını çalan ve aralarında AKP’li Ağrı Belediye Başkanı’nın akrabaları olduğu belirtilen grupların ajanlaştırma faaliyetlerini deşifre etti. HPG, ihbar karşılığında birer cihaz ve kişi başına 40 milyon lira önerildiğini bildirdi.
HPG Serhat Eyalet Komutanlığı yaptığı yazılı açıklamada, son zamanlarda artan “ajanlaştırma” faaliyetlerine dikkat çekti. Açıklamada, “Son dönemlerde TC ordusu ve birlikte hareket ettiği özel savaş güçleri tarafından Kürdistan’ın dört bir yanında ajanlaştırma politikaları yürütülmektedir. Baskı ve tehdit ile sonuç almaya çalışan özel savaş güçleri artık şantaj yoluyla halkımızı Özgürlük Hareketi’ne ve HPG gerillalarına karşı örgütlemeye çalışmaktadır” denildi.
Ajanlaştırma politikalarının Serhat Eyaleti’nde de yürütüldüğünü ifade eden HPG, “Tüm Kürdistan’da olduğu gibi Eyaletimizde de bu ajanlaştırma politikaları sürdürülmektedir. TC ordusu ve işbirlikçileri köylülerden şantaj ve tehdit yoluyla bilgi ve istihbarat toplamaya çalışmakta, ajan ağını geliştirmek istemektedir. Bu amaçla kullanılan yöntem ise oldukça dikkat çekici” diye belirtti.
İHBARA KARŞILIK BİRER CİHAZ VE 40 MİLYON LİRA
Açıklamada şunlar ifade edildi: “Ağrı’nın Geliya Hacı bölgesinde yaşayan halkımızın hayvanlarını çalan ve AKP’li Ağrı Belediye Başkanı’nın akrabaları olduğu öğrenilen 3-4 gruptan oluşan kişiler TC ordusu tarafından yakalanmalarına rağmen serbest bırakılarak bu işlerine devam etmeleri sağlanmıştır. Bu gruplarda yer alan ve grupları örgütleyenler arasında İhsan Adıgüzel, Cesim Yıldız, Yaşar Hançer isimli kişiler de bulunmaktadır. Faşist ordu yetkililerinin köylülere bu olay karşındaki açıklaması şöyle olmuştur; ‘Siz bize PKK’lilerin yerlerini söyleyin, ihbar edin o zaman biz sizin hayvanlarınızı çalanları yakalarız. Yoksa biz karışmayız, kendi başınızın çaresine bakın. Hem biz her birinize birer cihaz ve kişi başına 40 milyon lira vereceğiz.’
Her türlü teknik donanım, yılların savaş tecrübesi yine sayıca üstünlüğe rağmen gerillaları denetim altına alamayan ordunun hem de şantaj yoluyla halkımızdan bilgi toplamaya çalışması bir acizliği ortaya sermesi açısından oldukça dikkat çekicidir. Bunun yanında her türlü zorluk ve imkansızlığa, yasaklamaya rağmen yaşamını hayvancılıkla sürdürmeye
Ağrı'da böyle harika bir Köprünün olduğunu hiç bilmiyordum, bir ay önce tesadüfen gördüm...
Pira diheje (sallanan köprü) tarihi bir köprüdür, Dambat ve Zado köylerinin arasındadır, üstünde yürümek insanı çok heyecanlandırıyor, çünkü baya sallanıyor.
İşte böyle arkadaşlar biz anlattık isteyen anlar istemeyen anlamaz...
Şimdi Ağrı yıkılsada yerle bir olsada, insanlara birşey olmadıktan sonra hiç önemli değil...
Ama insan aslını kimliğini kaybetmemeli, babam derdi: merivê ku eslê xwe bîr bike, ew bê bav e (aslını unutan insanın babası belli değildir)
Ağrı yada başka bir şehrin milliyetçiliğini yapmayalım, bunlar basit şeylerdir. Ağrı tarihtede yıkıldı, eski doğubayazıt yerle bir edildi, ama ne oldu insanlar yeniden kurdu. yani hiç bir zaman şehir önemli değil.
Bu fotoğraf benim bilgisayarımın duvar kağıdıdır ne zamanki bu fotoğrafa baksam, Ağrı isyanları aklıma geliyor dedelerimizin bağımsızlık için verdiği büyük bedelleri, yaptıkları büyük kahramanlıkları düşünüyorum. düşmanı bu topraktan kovma mücadellerini düşünüyorum, o imkansızlıklardaki büyük başarıları düşünüyorum,
dağ başında çıkartılan agirî ve gaziya welat gazetelerini düşünüyorum,
agirî marşını ve bayrağını
ihsan nuri paşayı, biroyê hesikê têlî ve ferzendê silêmanê ehmedi
ve binlerce şehidi düşünüyorum
adanada asılıpda isimleri hala açıklanmayan 44 ağrı liderini düşünüyorum
acaba kimdi onlar?
sürgünleri düşünüyorum
acaba sürgün edilen binlerce aile ağrıyı hatırlıyor mu ?
yada çocukları ağrılı olduklarını biliyorlar mı ?
katliamları, kırımları, talanları
ve büyük zulümleri düşünüyorum
yakılan köyleri
kesilen başları
ve herşeye rağmen boyun eğmeyip ölenleri
mezarları belli olmayan savaşçı ve önderleri
işte hepsini bu resimde düşünüyorum
bu resim beni alıp götürüyor.
Gümüşhane E tipi kapalı cezaevinde bedenini ateşe veren Ağrılı Rahmi Özer hayatını kaybetti. Kürt halkının başı sağolsun.
2008 yılında Ağrı ilinde tutuklanarak erzurum ceza evine sevkedilen ve buradanda cezası kesinleştikten sonra gümüşhane ceza evine gönderilen özgür gündem ve azadiya welat gazeteleri dağıtıcısı arkadaşımız RAHMİ ÖZER 12 gün önce tutuklu bulunduğu ceza evinde Kürt özgürlük mücadelesi adına genç bedenini ateşe verdi, bu olay gizli tutularak 12 gün sonra arkadaşımızın şehadeti gerçekleştikten sonra ailesi bu durumdan haberdar edilidi, kendini yaktıktan sonra ankarada tedavi altına bulunduğu hastanede 02.08.2011 tarihinde şehitler kervanına katılmıştır. anısı mücadelemizi aydınlatacak
.