Geçtiğimiz günlerde Ağrı belediye eş başkanı Sırrı Sakık gazetecilerle yaptığı sohbette Abide mahallesinde bulunan abideyi kaldıracakları yönünde açıklamalarda bulunmuş bunun üzerine Ağrı Valilisi Mehmet Tekinarslan anıtın sit alanında olduğu için kaldırılmayacağını söylemişti. Bunun üzerine DBP Ağrı il örgütü adına DBP Ağrı il eş başkanı Necmettin Efe yazılı bir açıklama yaptı.
Yapılan yazılı açıklamada Efe, "Ağrı Belediye Eş Başkanımız Sırrı SAKIK ın Ağrı merkez deki Anıtla ilgili yapmış olduğu açıklamalarının ardından Ağrı Valisi Mehmet Tekinarslan tarafından tarihsel ve bilimsel hiçbir tutar ve tutarlılığı olmayan, resmi tarih tezi ve söyleminin bir tekrarı niteliğinde, tarafımızca talihsiz olarak değerlendirilebilecek bir açıklama basın aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılmıştır. Ağrı Valisi Mehmet Tekinarslan tarafından sık sık yeni Türkiye söylemi dillendirilmiş ama yine ne gariptir ki eski anlayışa hizmet edecek ne kadar değerlendirme varsa hepsi kullanılmıştır. Devletin resmi tarih tezi ve söylemini terk ettiği bir süreçte devlet bürokratlarının hala resmi tarih tezi temelinde açıklamalarda bulunması son derece üzücüdür" dedi.
Açıklamada Efe, kentin merkezinde, kent halkının kullanımına açık olması gereken bir alan sit alanı kapsamına alınarak, halktan tamamıyla soyutlandığını ve bu alanın sadece askeri ve resmi törenlerde bürokrat ve askerler tarafından kullanıldığını vurguladı. Efe, " Bu durumun Ağrı Valisi Mehmet Tekinarslan'in bahsini ettiği Yeni Türkiye olmadığını düşünüyor ve yeni Türkiye'nin bu olmayacağına inanmak istiyoruz. Çünkü Kentte bir meydanın bu amaçla kullanılması aynı zamanda bu meydanın direk olmasa da örtülü bir biçimde halkın kullanımına yasaklanması anlamındadır ki yeni Türkiye ye değil ancak; tekçi, inkar ve imhaya dayalı eski düzene ait olabilir.Tarihsel olay ve olgular, belgeler ve yine bilimsel araştırma ve bilgiye ulaşma yöntemiyle açığa çıkarılabilir. Ağrı Valisi Mehmet Tekinarslan’ın dediği gibi İran dan törenden dönüyorlardı gibi bilimsel ve tarihsel hiçbir gerçekle açıklanamayacak tanım ve söylemler olayın ciddiyetinin kavranamadığı anlamına gelir" ifadelerinini kullandı.
'Dersim, Koçgiri, Zilan, Muğlalı neyse Ağrı merkezdeki anıt da odur'
Efe açıklamalarını şöyle sürdürdü, " Türkiye yi dönüştürüp yeni bir Türkiye yaratılacaksa geçmişle ve tarihle yüzleşmeden bunun başarılamayacağı son derece açıktır. Üstelik bu gerçeklik sade bizim tarafımızdan değil devlet yetkililerin ve organları tarafından da artık dillendirilmektedir. DERSİM, KOÇGİRİ, ZİLAN, MUĞLALI olayı neyse Ağrı merkezde ki anıtta odur. Bu böyle bilinmelidir"
' söylemlerin bir yere varmadığı her kes tarafından anlaşılmıştır'
Ağrı Valisi Tekinarslan'ın yaptığı açıklamanın talihsiz bir açıklama olduğunu kaydeden Efe, " Yine bahsi geçen açıklamada ‘’biz yeni Türkiye kuruyoruz bunun için tırnak kesmeyiz’’ sözü son derece tehditkar, barış ve müzakere sürecinin diline uymayan, tahlilsiz bir açıklama olmuştur. Böylesine hassas bir süreçte devlet bürokratlarının kullandıkları dile dikkat etmeleri gerekmektedir. Militarist söylemlerle bir yere varılmadığı ve varılamayacağı yakın tarihte herkes tarafından açıkça görülmüştür. Ağrı Valisi Mehmet Tekinarslan’nın tırnak kesmeyiz derken neyi kast ettiğini bilmiyor ve buna açıklık getirmesini istiyoruz. Üstü kapalı, tehditvari söylemler halkın tüm kesimlerinin de takdir edeceği gibi yeni Türkiye'nin dili ve söylemi olamaz" dedi.
'Ağrı merkezde bir anıt olacaksa o da Barış ve Kardeşlik anıtı olsun'
Ağrı'daki anıtın tarihsel temeli olmayan hikayelerle meşrulaştırmaya çalışmak, acıların dinmesi değil, yeniden katlanmasına neden olacağını vurgulayan Efe, " Barışan bir toplum; barışı, geçmişiyle, tarihiyle, acılarıyla yüzleşerek gerçekleştirebilir. Ağrı Merkez deki anıt gerçeğini dezenformasyona uğratmak, tarihsel temeli olmayan hikayelerle meşrulaştırmaya çalışmak, acıların dinmesine değil yeniden kanamasına neden olacaktır. Bu konuda özellikle bürokratların yeni sürecin ruhuna uygun hareket ve söylemlerde bulunması önemli, Önemli olduğu kadar tarihseldir. İlla Ağrı Merkezde bir anıt olacaksa bu Barış, kardeşlik ve Demokrasi anıtı olmalıdır. Kamusal alanların; sit alanı, anıt alanı gibi söylemlerle halkın kullanımına Ağrı örneğinde olduğu gibi kapatmak, Toplumsal hiçbir amaca hizmet etmediği gibi statükonun birer şiddet sembolü olarak her fırsatta toplum hassasiyet ve değerlerini yaralamaktan öte bir amaca hizmet etmesi mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
'Sadece seçilmişler değil atanmışlarda halkın değerlerine saygı duymak, halka hizmet etmekle yükümlüler'
Ağrı halkı hala hikayeleri anlatılan, zihinlerde derin yaralara ve travmalara neden olan Ağrı isyanını ve Zilan katliamını unutmadığını ve böylesine bir zulmün unutması da mümkün olmadığını belirten Efe, " Nasıl ki Dersim, nasıl ki Koçgıri, nasıl ki 1915 ve onlarca katliam insanlık belleğinden silinmeyecek ve kara bir leke olarak kalacaksa, nasıl Diyarbakır zindanı artık tarih sayfalarındaysa ve silinmeyecekse, Zilan da Ağrı'da silinmeyecek ve unutulmayacaktır. Burada yapılması gereken acıyla yüzleşmek, anlamak için çaba göstermek ve benzerlerinin yaşanmaması için önlem almaktır. Kent merkezde ki; inkar ve imhanın sembolü olmuş bir anıtı savunmak değil. Anıtla ilgili bu kadar yazılı ve sözlü belge ortadayken ve insanlık; bilim ve bilişim çağı yaşıyorken, insanlık tarihinde hiçbir zaman yaşanmayan bir hızla bilgiye ulaşma ve yayma olanakları varken. Hala doğum tarihleri şu, İran şahının töreninden dönüyorlardı gibi açıklamalar son derece talihsizdir. Sadece seçilmişler değil atanmışlarda halkın değerlerine saygı duymak, halka hizmet etmekle yükümlüdürler. Bu demokrasinin ve insanlığın bin yıllardır yarattığı evrensel değerlerinin gereğidir. Halka rağmen bürokrasi ve siyaset, Türkiye’ ye ve eskiye ait olmalıdır" dedi.
'Partimizin ve halkımızın buna sessiz ve tepkisiz kalması elbette söz konusu değil'
Atanmışların halkın iradesiyle seçilmiş ve yine halkın iradesini temsil eden kişi ve kurumlar hakkından konuşurken, fikir beyan ederken, daha dikkatli olmaları gerektiğini belirtilen açıklamada, "Her türlü anti demokratik uygulama ve baskıya rağmen, halkımızın tek sıra askeri düzende oy kullanmak zorunda bırakıldığı şartlarda seçilmiş bir belediye başkanına atanmışlar tarafından işinin öğretilmeye kalkışılması, ya da hatırlatması, demokratik teamüllerin çok ötesinde, şık olmayan bir durumdur. Partimizin ve halkımızın buna sessiz ve tepkisiz kalması elbette söz konusu değildir. Seçilmişlere karşı söylemlerin bizzat halkın iradesine söylenmiş olduğu bürokratlar tarafından hiçbir zaman unutulmaması gereken bir olgudur" ifadelerini kullandı.
'Demokrasilerde halkın iradesi esastır'
Anıtın kaldırılması Ağrı halkın talebi olduğunu vurgulayan açıklamada, " Yine gözden kaçan bir hususta Anıtın kaldırılması talebinin Sayın Sırrı SAKIK ın kişisel bir talebi olarak gösterilmek istenmesidir ki bu tamamen yanlış bir algıdır. Sayın Belediye Eş Başkanımız Sırrı SAKIK Ağrı halkının iradesini temsil eden bir seçilmiş olması bağlamında Ağrı halkının taleplerini dillendirmektedir. Ağrı halkının talepleri de sade Anıtla ilgili değil; değiştirilen Köy ve Mahalle adlarını, kentte barış ve demokratik siyasetin önünün açılması gibi birçok demokratik hak ve talebi içermektedir. Ağrı bu konudaki irade beyanını 30 Mart ve 1 Haziranda hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek bir içerikte ortaya koymuştur. Demokrasilerde halkın iradesi esastır. Saygı değerdir. Halk iradesine gösterilen saygının en güncel örneği HDP EŞ GENEL BAŞKANI ve Cumhurbaşkanı adayı Sayın Selahattin DEMİRTAŞIN Cumhurbaşkanlığı yemin töreninde halk iradesini alkışlaması halk iradesine gösterilen saygının nedenli anlamlı ve önemli olduğunun açık bir örneğidir. Aynı saygıyı Ağrı halkının iradesi de hak etmektedir" dedi.
'Bu konuda herkes üzerine düşen sorumluğu yerine getirmeli'
Barış süreci resmi tarih tezi ve söylemiyle, kısır tartışmalara heba edilemeyecek kadar değerli ve anlamlı olduğunu belirten açıklamada şu ifadeler yer aldı, " Bu konuda herkes üzerine düşen sorumluğu yerine getirmelidir. Artık değişmesi gerektiği herkesçe kabul edilen; anti demokratik yasa ve yönetmeliklerin arkasına sığınarak açıklamalarda bulunmanın barış ve demokratikleşme sürecine katkıda bulunmayacağı açıktır. Bu bağlamda Sayın Belediye Eş Başkanınız Sırrı SAKIK ın halkımızın öncelikli taleplerini ülke gündemine taşıması nedeniyle kutluyor. Modern bir kentin oluşması, demokrasi ve barış kültürünün kentimizde hakim olması, anıtların ve militarist tüm unsurların ortadan kaldırılarak barışın ve hoşgörünün, radikal demokrasinin hakim olduğu bir kent yaşamının yaratılması anlamında bu önemli demokratik tavrı son derece anlamlı buluyor ve destekliyoruz"
DBP Ağrı il eş başkanını Necmettin Efe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder