Kürtler işlemediği bu suçu üstlenmemeli; Bir Kürt temsilcisi duygusal davranıp, "Bizde bu soykırımda vardık" der, elli yıl sonra bu açıklama belge olur ve masum Kürt halkı, tarih boyunca işlemediği bir suç yüzünden lekeli olur. Hamidiye Alayları içerisin de bulunan Kürtlerin soykırımı gerçekleştirenler içinde olduğu söyleniyor. Birincisi; Hamidiye Alayları asla Kürtleri temsil etmedi, ve hiç bir zaman Kürtler adına hareket etmedi. İkincisi; Hamidiye Alaylarında en çok savaşçı sayısına sahip olan Kör Hüseyin Paşa'nın, Ermenileri kurtarıp, Iğdır, Doğubayazıt üzerinden Ermenistan'a geçirdiği birçok tarihi belgede yazılıyor. Demek oluyor ki, "Hamidiye Alayları'nın tamamı soykırım içerisindeydi" söylemi de, doğru bir söylem değildir.
Amacım asla Hamidiye Alayları'nı savunmak falan değil, günümüzde Kürtlere zulüm edip, köylerini yakıp, gençlerini öldüren korucular Kürtler için ne ise, Hamidiye Alayları'da odur.
Bu yazıda Ağrı'da Kürt halkına sığınmış, iki Ermeni aileyi anlatacağım. 1915 Ermeni Soykırımı felaketini uzun uzun anlatmayacağım. Zira bu felaket tüm dünyanın malumudur. Ermeni Soykırımı'nı inkar edemediğini anlayan bazı çevreler, bu büyük felaketi bir muhtarlığı bile olmayan Kürt halkına mal etmeye çalışıyorlar. İttihak ve Terakki Cemiyeti gibi Türkçü/ırkçı bir cemiyet tarafından planlanan bir sorkırımın, Kürtlere ne faydası olabilir ki, Kürtler bu soykırım içerisinde yer alsın? İkincisi 1915'te sadece Ermeniler değil, Êzdî Kürtlerde soykırıma maruz kaldılar.
Eğer bu soykırım, Kürtlük/Kürtler için yapılmışsa, Kürtler neden kendilerine soykırım uygulasınlar? Bu soykırım içerisinde kısmen Kürtler yer alabilmiş olabilirler (çevremde ailesinden soykırıma katılmış kimse görmedim), ama bunlar Kürtlük için değil, tek bir ırk (Türk ırkı) yaratmaya çalışan İttihak ve Terakki Cemiyeti adına hareket edenlerdir (Bunların kökeni ne olursa olsun, hedefleri, Türklüktür).
Dedelerimizden, çevremizden duyardık, yada bilinçli olarak onlara sorardık: "Ermeni Soykırımında konumunuz neydi? Sizde bu soykırımda varmıydınız?" Rahmetli dedem, şöyle cevap verirdi: "Biz asla onlara karışmadık. Çünkü onlarla çok iyiydik, onlar bizim kirvelerimizdi. Oruç tuttuğumuzda, yanımızda asla bir şey yemeyecek kadar anlayışlı ve iyiydiler. Amcamın oğlu Eslan, her kıtlık olduğunda bir oğlunu, bir Ermeninin kucağına (pêş) koyar, onlarla kirve olurdu. Onlarda her seferinde Eslan'ın kucağını altın, para doldurup, gönderirlerdi. Eslan bunlarla uzun süre geçinir, sonra başka bir oğlunu götürüp sünnet ederdi."
Yukarıda da belirttiğim gibi, bu son yıllarda Ermeni soykırımını inkar edemeyenler, bunu Kürtlere mal etmeye çalışıyorlar. Bu bilinçli olarak Ermeniler ve Kürtler arasında yaygınlaştırılıp, halklara kabul ettirilmeye çalışılıyor. Ve malesef bazı Ermenilerle birlikte, bazı Kürtlerde bu gerçek dışı söylemlere inanıyorlar. Eğer bu olayda mantık kullanılsa, insanlar şunu düşünmeli; Kürtler planlı, projeli bir şekilde bir soykırım yapabilecek kadar örgütlü olsaydılar, bu örgütlülüğü kullanıp, diğer halklar gibi devlet sahibi olurlardı. Ama Kürtler, 1915'te ne birlik olabilmişti (bugün bile olamamışlar) nede planlı, projeli soykırım planları yapacak kurum/kuruluşları vardı.
Yukarıdaki iddiaların aksini, Kürtler her zaman Ermenileri korumuş ve kollamıştır. Kısıtlı da olsa, bazen yeni belgeler ortaya çıkıyor, ve bu belgelerde Kürtlerin Ermenileri kolladığı, soykırımın aksine, soykırımdan koruduğu anlaşılıyor. Bu belgelerden biri de, 24 Nisan 1929 tarihine ait Türkiye Cumhuriyeti'nin Resmi Gazete'sidir. Belgeye göre, Ağrı Tolhıldan (Sıtkiye) Mahallesinde oturan Manuk ve Minas isimli iki Hristiyan Ermeni, Müslüman olurlar ve bu karar onaylanıp Resmi Gazete'de yayınlanır. Resmi Gazete'deki bu ilanı okuduktan sonra, Ağrı'daki yaşlılara Tolhıldan Mahallesindeki Ermenileri sorup, söz konusu Resmi Gazete ilanını onlara gösterdim. Uzun araştırmaların sonunda, Manuk ve Minas'ın ailerini tanıyan bazı yaşlılara rastladım. Olay şöyle gelişir;
1915 felaketi olduğun da, her yerde Ermeniler katledilir ve çok az insan sağ kalmayı başarır. Sağ kalmayı başaran iki aile de Ağrı'ya gelip, Kürtlere sığınırlar. Bunlardan biri Kayseri'nin Develi ilçesinden olan Manuk, diğeri ise Kayseri Develi'nin Dikme köyünden olan Minas isimli Ermeni vatandaştır. Manuk ve Minas, aileleri ile birlikte 1915 felaketinden sağ kurtulmayı başarıp, binbir zorluk ile Ağrı'ya gelip, Kürtlere sığınırlar ve Kürtler onları sonuna kadar korurlar.
Kürtlere sığınan bu iki aile, Tolhıldan Mahallesi'ne yerleştirilir, onlara iş imkanları sağlanır. Minas isimli Ermeni, Ûsiv (Yusuf), Manuk ise Eli (Ali) ismini alıp, demircilik yaparlar. Ağrı halkı Ûsiv'a, 'Ûsivê Hesinkar' (Demirci Yusuf) der. Ûsivê Hesinkar, uzun yıllar Ağrı'da kalıp, bu işi yapar ve halk tarafından büyük bir sevgi ile sahiplenir. Ûsiv ve Eli'de aileleri ile Kürt halkını çok sevip, onların arasında yabancılık çekmezler. 1915 felaketinde Ağrı'da Kürtlere sığınan Ûsiv (Manuk) ve Eli, 1929 yılında Müslüman olup, kimliklerine Müslüman yazdırırlar. Ve bu karar, Resmi Gazete'de yayınlanır.
24 Haziran 1929'da Resmi Gazete'de yayınlanan o ilan:
"Karaköse mahkemesinden:
İsimlerinin tebdilini istida eden Karaköse'nin Sıtkıye mahallesinde mukim Develi kazası Ermenilerinden Agop oğlu Manuk ile Develi'nin Dikme kariyesinden Artin oğlu Minas, Mânuk zevcesi Artin kızı Anna haklarında Müddei Umumî ve Nüfus Müdürü huzurile icra kılınan muhakemei vicahiye ve aleniye neticesinde merkumun arzuyi vicdaniyelerile Dini İslâmı kabul ettiklerini huzuru mahkemede itiraf eylemelerine ve Manu'kun üçyüz sekiz Minasın üçyüz on dört tevellüdü olduğu Tahkikat Hakimi tarafından mahalli Nüfus memurluğuna keşide kılman Telgraf cevabından, Reşit re Mümeyiz oldukları Tabip raporu müeddasından müsteban olmasına ve hürriyeti vicdani müdafa eden kanunu medeninin ikiyüz altmış altıncı maddesi mucibince Reşit dini intihapta hür bulunduğu gibi diynin fertler için emri kalbî olduğu derkâr bulunmasına re Hiristiyanlık camiasından çıkarak Müslümanlık camiasına girmek suretiyle tahassül eden muhik sebebe binaen ve Kanunu medeninin 26 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmüne tevfikan merkum Manukun ismini isteğiyle Ali ve Minasın Yusuf, Annanın Ayşe Adile değiştirilmesine ve olveçhile sicili Nüfusa tescili re Ceridei resmiye ilede ilânına kabili temyiz olmak üzere 13 Nisan 929 tarihinde karar verilmiş olmağla mezkûr maddenin ikinci fıkrasına tevfikan tevsim keyfiyetinden mutazarrır olan varsa tarihi ilândan bir sene içinde tebdil kararına itiraz edebilecekleri ilân olunur."
Kürt halkı tarafından çok sevilen Ûsivê Hesinkar ve Eli, bu son yıllarda Türkiye'nin batı illerine göç ederler. Ama Ağrı halkı onları hep iyi şekilde hatırlayıp, "onlar iyi insanlardı" ifadeleri ile anarlar.
Ûsivê Hesinkar'ın ve Eli'nin ailelelerinin yaşadıkları şahsında, 1915 ele alınabilinir; Kürt halkı asla gaddar ve merhametsiz bir halk olmamış. Aksine hep iyi, misafirperver vede alçak gönüllü olmuş. Eğer 1915'te Kürtlerin parmağı olsaydı, Ûsiv ve Eli bundan haberdar olurlardı ve gelip Kürtlere sığınmazlardı. Ve eğer 1915'te Kürtlerin parmağı olsaydı, Kürtler, kendilerine sığınan Ûsiv ve Eli'yi de öldürürlerdi.
Ûsivê Hesinkar ve Eli'yi burada noktaladıktan sonra, bir başka isimle bir örnek vermek istiyorum; Onlarca kitap yazarı, güçlü bir kalemin sahibi olan Ermeni yazar Siras, Ağrı Eleşkirt'lidir. Soykırımlardan kaçıp Gürcistan'a sığınan Siras, 1935 yılında 'Memê û Eyşê' isimli bir kitap, 1936 yılında da 'Letîfe' isimi bir kitap olmak üzere, toplam iki Kürtçe kitap yazar. Özellikle 'Letîfe' isimli kitabına bakıldığında, Kürtçeyi çok sevdiği ve bu dilin gelişmesini istediği çok kolay bir şekilde anlaşılıyor. Burada da sorulması gereken soru şudur; Eğer Kürtler, halk olarak 1915 içerisinde yer almışsalar, nasıl oluyorda bu soykırımdan kaçıp Gürcistan'a giden biri, yani soykırımın en mağduru olan biri, bu halkın dilinde kitap yazıp, bu halkın diline katkı sunmaya çalışır? Tam aksine, Kürtlerin bazı Ermenileri kurtardığını ve Siras'ın vefa borcunu ödemek için bu kitapları Kürt dilinde yazdığını düşünüyorum.
Siras kimdir?
1902 yılında Eleşkirt'te doğan Siras, 1914-15 yılların da ailesi ile birlikte Gurcistan'ın Tiblis kentine kentine kaçmak zorunda kalır. Burada 1927 yılından 1933 yılına kadar Panvor (İşçi) Dergisi'nde editörlük yapar. 1937 yılında Moskova Gazetecilik Enstütüsünü bitirir. Ve bu zaman diliminde Ermeni Yazarlar Derneği'nde setreterlik yapar.
Siras ömrünün sonuna kadar bir çok roman, öykü yazıp, Ermeni dilinde çeşitli çalışmalara imza atar. İki çalışmasını da Kürtçe yazar. Kızıl Emek Ödülü'nü ve Kızıl Yıldız Ödülünü alan Siras, 1983 yılında Erivan'da vefat eder. Siras'ın eserleri birçok yabancı dile çevrilmiş.
Nihat Öner
rewan004@hotmail.com
Nihat bey,her düşünen insan gibi sizde düşünclerinizi yazma hakkına sahipsiniz.ve bu nedenlede saygıyıda hak ediyorsunuz..ama Ermeni meselesinde Ermeniler epey bir mesafe almaışlatdır ve kanaatleri asla değişmez..sizin bu yazınız onları yumuşatmaya yetmez..bunu özellikle 1983 Lozan ve 1985 Sevr Ermeni kongrelerinde dile getirilen ve alınan kararları okursanız açıkca görebilirsiniz..Özellikle 1985 Sevr Ermeni Kongresinde Kongre Başkanı James Viktor Karnusyannın açılış konuşmasında bizi Türkler değil Kürtler kesti sözü tüm dünya basınında yer aldı..Bunu izahat olarak Osmanlının 1915 Çanakkale harbine topladığı ordusundan ötürü boş kalan Doğu vr Güney Anadolu bölgelerinde osmanlının iki tebaası arasında korkunç bir kırım meydana gelmişti..Bu kırımda Ermeniler Ağrı,Erzurum,Muş,Kars,Van,Bitlis olmak üzere Kürtlerin yaşadığı bölgelere karşı soykırıma başlamış ve özellikle Van ve Bitlisi tamamen yakıp yıkıp yüzbinlerce Kürt öldürmüşlerdi..İsterseniz Bediuzzaman Said Nursinin Tarihçei Haat adlı kitabında ermnilerin Vanı ateşe verip nasıl katletlettiklerini okuyarakda başlayabilirsiniz.Bu hadiseler olurken Avrupa osmanlıya bu olaylara karşı tedbir dayatması yapmış,Osmanlı ise ancak bazı Ermeni yerleşimlerine Emniyetleri için göçü önermiş ve bununla ilgili bir takım yazışmalar yapmıştır.Bizde 63 senedir Ağrıda doğup büyüdük..bizde D.Beyazıt,Diyadin ve Ağrıda çok sayıda yaşlılarımızla görüştük..Eğer tarihe karşı yalan söylerseniz ilahi ceza kaçınılmaz olur..Bizler bildiğiniz gibi sadece birer fani kuluz..Hakkın huzuruna gideceğiz..Eğer Osmanlı olmasaydı bölgede Ermeniler,İranlılar,Asuriler,Iraklılar ve Gürcüler tek bir Kürt bırakmazdılar..bunu bir düşünün..Şu andada Türkiye olmasa Kürtler bu bölgelerde barınamazlar..önce iyi düşünün..sonra vahşetten bahsedin..Dilinizi bu kelimelere alıştırmayın..ne kadar gerçekci ve tutarlı olursanız o kadar saygı kazanırsınız.selamlarımla.
YanıtlaSilUzun uzun yazmaya gerek yok, sadece bir soru soruyorum: Eğer Ermenileri Türkler değil de Kürtler katletmişse, neden Kayseri'li bir Ermeni, soykırımdan kaçıp gelip Ağrılılara, yani Kürtlere sığınıyor?
SilKendi pisliğinizi Kürtlere mal etmekten bıkmadınız mı? Kürdün o kadar gücü olsaydı, niye kendisi için savaşıp, Türkler, Araplar, Farslar ve hatta Ermeniler gibi kendi devletlerini kurmadı? Bırakın bu boş lafları.
Ve ayrıca Osmanlı olmasaydı, Türkiye olmasaydı gibi yalanlara da artık herkesin karnı tok. Zira insanlar okuyup araştırıyor, tüm dünya kaynaklarına bakın; bu yukarıdaki iki devletin haricin de, toplu Kürt kırımı yapan tek bir devlet varmıdır? Varsa deki şu şu devletler, şu şu tarihte şuralarda Kürtleri katletmiş.
Ama ben sana binlerce örnek veririm. Hatta tarihe gitmeye de gerek yok;
Suruç (2015)
Roboski (2014)
Bizim karnımız laf salatasına tok;
Son 82 iki günde Türkiye'de 214 sivil Kürt katledildi.
Buyurun internet elinizin altında..1983 ve 1985 İsviçre Ermeni Kongre kararları ve konuşmalarını kendiniz inceleyin..evet Ermeniler katletti..2 nisan 1918 yılına kadar Doğu ve güneydoğuda milyonca Kürt katlettiler.. Diyarbakırda Doryo Tolo kardeşlerin çetesi binlerce Kürt öldürerek bölgede Ermeni isyanını başlattı ve Ruslarla işbirliği yaparak 1918 yılına kadar yani Ruslar çekilene kadarda devam etti.Van,Bitlis Adilcevaz,Erciş,Muş ve Ağrıda milyona yakın Kürt öldürdüler..İnternet elinin altında..isterseniz değerli dedeniz ve köyünüzün yaşlılarıyla bir konuşun.Adilcevazlı 122 yaşındaki Seher Ninenin bizim ve Çevremizdeki köylerin tamanı Ermeniler katletti ve kadınların ırzına geçti diye röpotajları elinizin altında..Osmanlı Çanakkale savaşındayken Ruslar Diyarbakır üzerinden Akdenize inmek için Doğu ve Güneydoğudaki Ermenilere silah vererek bölgede tarihin en büyük vahşetini işletti..bunu Ağrıda yaşı elli olan herkes bilir..birazda bunları okuyup araştırın..Adam Ermeni kongresinde aleni bağıra bağıra söylüyor sen bu söze yalan diyorsun..Bu 1985 isviçre ermeni kongresini mutlaka incelemeniz gerekiyor.selamlar.
YanıtlaSilMadem Ermeniler bu kadar güçlüydü de, maden bu kadar katliam yaptılar da, neden Türkler bu topraklarda yok olmadı da Ermeniler yok oldu?
SilBunda bir acayiplik yok mu?
İşte iddian üzerinden konuşuyoruz; Madem katliam yapanlar onlardı, neden katliam yapanlar yok oldu?
Senin söylediğine göre Türklerin yok olması gerekmyormuydu?
Yani bu yalanlara artık çocuklar bile kanmıyor. Devir beyin devri, bir beş dakika düşün. Beyin para ile değil, düşün korkma.
Göç yollarında Nihat bey,göç yollarında..Suriye,Lübnan,Ermenistan,İran ve Avrupaya yapılan Ermeni göçlerinden haberiniz olmalı..Ayıp üstüne ayıp yapıyorsunuz..Yinede iyi niyetli bir yaradılışa sahip olduğunuzu düşünüyorum..Buna rağmende hitap tarzınız kırıldı ve adeta çocuklaştınız..sizin adınıza evdeki çocuklarmı cevap yadı buraya.selamlarımla..Saddam bir bonbayla altıbin Kürt hemde çoluk çocuk,kadın,yaşlı katlediyor,siz bir tek Kürt öldüren varmı diye soru soruyorsunuz!!!Daha diye katliamlarıda sıralayacağım size..selamlarımla.
YanıtlaSilHayret!!! Ben baştan beri bir çocuğun yazdığını düşünüyordum. Ama yanılıyormuşum; Çocuk olan sadece beyninizmiş.
SilYahu Ermeniler beni ilgilendirmez, onlar da Türkler gibi tarih boyunca Kürtleri katlettiler. Burada onları savunmak istemiyorum ama Allah aşkına hangi akıl ile göç yolunda diyorsun? Peki hiç düşünemiyormusun niye göç ettiler? milyonlarca insan neden yerini yurdunu bırakıp kaçmak zorunda kaldı? (Kaldı ki çok azı soykırımdan sağ kurtulup kaçmayı başardı)
Nihat bey,tarih bildiğiniz gibi 100 yıl öncesidir..yani 1915..şimdi 2015 yılındayız..o yıllarda ne siz nede ben ve hatta babalarımız bile yoktu..şu kadarını söyleyeyimki doğu ve güneydoğuda süren kırım olaylarını Osmanlının durduracak ne askeri nede silahı vardı..çünkü osmanlı toplayabildiği kadar insanı soba borularıyla Çanakkale savaşına götürebilmişti..bu durumda osmanlı ermeniyi hangi asker hangi silahla soykırıma tabi tuttu??aynı yıl Çanakkale savaşlarıda devam ediyor..Bir hatıra ile cevap vereyim..Erzurumdaki 3.ordu kumandanı Kazım Karabekir paşa Ermeni doğu ve güneydoğudaki Ermeni terörünü ve çete savaşlarını(Taşnak çeteleri) durdurmanın tek yolu budur diyor ve Ermenistandaki Ermeni şehirlerini top ateşine tutuyor..yani lojistik ve ruhani destek merkezlerini..ve Taşnak çeteleri Ermenistan elden gidiyor diye Doğu ve Güneydoğuyu terk ederek Erivana destek için yöneliyorlar..bu durumda teröre bulaşmayan mazbut ermeni halk korkuya kapılıp Lübnan,Suriy,Ürdün,Irak,Mısır ve Avrupa ile Amerikaya doğru göçe başlıyorlar(Halef Borandan bizzat dinledim..yani bildiğiniz gibi yedi emin Rıza Boranın babası..Eski Agrı eşrafından rahmetli)..işte bir bucuk milyon Ermeni katledildi yalanı bundan ibarettir ve tamemen iftiradan ibarettir..Esas Ermeniler sizinde söylediğiniz gibi,sitenizde biraz kesilerek de olsa Ece ananında söylediği gibi bir milyona yakın Kürt öldürmüşlerdir..bunun için Lütfen Bediuzzaman Said Nursi hazretlerinin Tarihçei Hayat adlı eserini tedkik ederseniz bu mevzuda çok güvenilir bir kaynakdır..dahada aydınlanacaksınız..o zatda aynı şekilde Ermenilerin Van ve Bitliste yaptıkları vahşeti anlatıyor ve tanıklık ediyor.İşte bu kadar basit..binlerce yerli ve yabancı yayında meseleyi bu şekilde veriyor..bu mevzu o kadar zor değil..kolayşlıkla bu kaynaklara ulaşabilirsiniz..elinizin altında internet kütüphanesi var..selamlarımla.
YanıtlaSilAğrı tarihini yazarken önce Ağrıda ve özellikle Beyazıtta 150.000 bin Ermenin Ruslarında desteği ile yaptıkları katliamı ve tecavüzlerden başlamanız gerekir..Beyazıd merkezin 15 bin olan nüfusunu bir günde bin kişiye düşüren yani 14.000 kişiyi bir bayram günü katleden Ermeni katliamını anlatmadan geçerseniz Tarih önünde sorumlu olursunuz..Tüm Doğu Beyazıt köylerinde kadın ve kızlşara tecavüz eden ve erkekleri öldüren Hıncak çetelerini nasıl bilmiyor olabilirsiniz??
YanıtlaSilBir soruda ben soruyorum Nihat bey size.Ağrı isyanını başlatan ve sonuna kadar devam ettiren İbrahim ağa(Broyi Hesiko Telli)İsyandan önce kiminle savaşıyordu??Bna dürüstçe cevap ver lütfen.Bütün ömrü Doğu Bayezıdda Ermenilerle savaşmakla geçmedimi??
YanıtlaSil