Kuzey Kürt siyaset gündeminin sinsi bir plan sonucu Türk parlamento seçimine kilitlendiği, kimi Kürt siyasetçilerinde parlamento nun kıble olarak tercih edildiği ve ulusal demokratik taleplerin unutulmaya çalışıldığı bu taftafalı günlerde, saygıdeğer Kürt bilgesi merhum Abdul Melik Fırat tan dinlediğim anlamlı bir olayı, okurlarımla paylaşmayı gerekli görüyorum.
Xalisê Evdilmecit Begê, (Halis Öztürk) Ağrı İsyanı nın kahraman savaşçılarındandır. Yıllarca Türk ordusunun askeri operasyonlarına karşı amansızca direnmiş; her seferinde askeri birliklerini geri püskürtmeyi başarabilen bir kişidir.
Xalis Ağa, isyanın bastırılmasından sonra İran a sığınmak zorunda kalıyor.
Daha sonra çıkarılan af yasasıyla Ağrı’ya dönüyor..
1950 de, Kürt ulusal önderlerni sisteme bağlama politikası kapsamında CHP ve Demokrat Partinin konsenssus sağlanması üzerine, diğer bir çok kürt aristokratı gibi, Halis Ağa da Ağrı’dan Milletvekili seçilir.Yıllarca savaştığı Türk devletinin Parlamentosunda yerini alır.
27 Mayıs Askeri darbesinden sonra, dönemin hükümet ve parlamento üyeleri ile birlikte tutuklanarak Yassı Adaya gönderilir.
Günlerden bir gün tüm tutuklu parlamento üyeleri ve hükümet erkanı havalandırmaya çıkarılır. Halis Ağa, Bir taşın üzerinde düşünceye dalarken, yanına bir general usluca yanaşıyor.
Gözleri bir yerlerden biribirlerini ısırıyor gibidir.
Çünkü; 30 yıl önce, General bir Teğmen olarak, Halis Ağa ise, cephelerde nam salmış bir gerilla komutanı olarak Ağrı dağının eteklerinde defalarca birbirleriyle çetin muharebelere girmşlerdir.
Aradan tam 30 yıl geçmiştir. Kaderin dramatik cilvesi olarak teğmen terfi ederek general olmuş, Halis Ağa ise general in maaş aldığı devletin parlamentosunda milletvekili olmuştur. Bu kez, yanlış siyasi tercihin kurbanı olmuş ve generalın kapanına girmiştir.
Bu garip karşılaşmada, General ile Halis Ağa arasında şu ilginç bir diyalog kuruluyor:
General : Oooooo…. Halis Ağa senine burada mı karşılaşacaktık ?
Halis Ağa : Evet kader öyleymiş.
General : Halis Ağa, size bir soru sorayım.
Halis Ağa : Sorabilirsin.
General : Ağrı Dağı nın etekleri mi iyiydi yoksa burası mı?
( Halis Ağa : (sanki bugünün teslmiyetçilerine ders veririr gibi, şu anlamlı cevabı verir.)
-General general, vallahi billahi Ağrı dağının etekleri iyiyidi.
General : Neden ?
Halis Ağa : Çünkü; Orada ben vardım. Sen vardın. Benim mavzerim vardı. Dunya da şahidimizdi. Ne yapalım ! Burada çoluk çocuğun içine girdik .(elleriyle tutuklu devlet erkanı ve parlamento üyelerini göstererek)
İLGİLİLERE DUYRULUR !
Ömer Özmen
02.06.2015
Varto
Kurdistan-aktuel
Ömer Özmen komşumu ıyı tanırım..güzel bir ifade tarzı ile bir hatırayı kaleme almış..Halis Begle ilgili bir hatırayıda ben anlatmak istiyorum.1977 yılı son baharı civarı okullar açılmak üzere iken İki yaşlı amcam bizimle Erzuruma gel,bize yardımcı ol dediler..Beraberce rzuruma gittik..Numune hastanesi dahiliye servisinde yatan Halis bege geçmiş olsuna gittik..İyice yaşlanmış ve çok hasta idi..Kemdisi ayalinden,evladından şikayetçi idi..terkedildiğini söyleyerek bu dünyadan bir an önce göçmek istiyorum diyordu..Amcalarım teselli ederek sabır tavsiye ettiler.Sonra Ağrıya döndük..üç veya dört gün sonra vefat haberini aldık..Ama biz yanında iken herhangi bir siyasi konuşma olmadı..çünkü konuşamayacak kadar hasta idi.Bir vesilşe ile bu kısa anekdotu yazmış olduğum için size teşekkür ederim.
YanıtlaSil