7 Kasım 2013 Perşembe

Aksoy Agıri İsminin İadesini İstedi

BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, Agıri isminin geri iade edilmesi için, meclis'e kanun teklifi verdi.

BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy, Agıri isminin geri iade edilmesi için, meclis'e kanun teklifi verdi. Aksoy verdiği kanun teklif de, Agıri haricin de, ilçelerinin de orjinal isimlerinin geri iade edilmesini öngördü.


Aksoy, Bazid (Doğubayazıt), Gihadin (Diyadin), Panos (Patnos), Avekevır (Taşlıçay), Dutax (Tutak), Zêtka (Eleşkirt) ve Hewaran (Hamur) isimlerinin de geri iade edilmesini öngördü.

Aksoy'un bölgesi Ağrı'da, toplam 374 yerleşim yeri adı, zorla Türkçeleştirilmiş. Aksoy, kanun teklifi ile ilgili şu açıklamada bulundu:

"1980-1983 yılları arasında da Kürtçe mezra ve yayla adları sistematik olarak Türkçeleştirilmiştir. Ancak o yerleşim birimlerine yaşayan halklar kendi dillerinde kullanıla gelen eski adları kullanmaya devam etmiştir. Zira bu durum, yaşanılan yerle kişinin manevi bağının bir gereğidir. İsimlerin değiştirilmesinin halk nezdinde bürokratik işlemler haricinde bir anlamı da yoktur. Öyle ki anadili Türkçe olan yerleşim yerlerinde dahi eski adlara dönme eğilimi artmaktadır. Bu eğilim sonucu 120 civarında yer adı, eski adlarına kavuşmuştur. Bu nedenle asimilasyon ve milliyetçilik politikalarının bir uzantısı olarak uygulamaya konulan ret ve isim değiştirme politikalarına son vermek deyim yerindeyse bir iade-i itibarda bulunmak artık kaçınılmaz olmuştur. Ancak bu şekilde kendi tarihi, milletiyle barışık; kendi halkına saygı duyan bir devletten söz edilebilir."

Öte yandan, Altan Tan Erzırom, İdris Baluken Çewlıg (Bingöl), Aysel Tuğluk ise Wan (Van) isimlerinin geri iade edilmeleri için kanun teklifi verdiler.

Yerleşim Yerleri İsimlerinin Türkçeleştirilmesi:

Yerleşim birimlerinin isimlerinin “Türkçeleştirilmesi” ilk olarak 10 Aralık 1920 tarihinde gündeme geldi ve 1922 yılında ilk adım olarak birçok ilçe, köy, kasaba, dağ, köy isimleri Türkçeleştirildi. 1925 Şeyh Said Kıyamı’ndan sonra Kürt illerinde yapılan isim değişikliklerinin ardından, 1934 – 36 yılları arasında 834 köye Türkçe isim verildi. 1938 Dersim Katliamı’yla birlikte isim değiştirme genelgelerle, valilik kararlarıyla devam etti.Kürtçe, Arapça, Ermenice, Lazca, Gürcüce, Çerkesçe isimler genelgelerle ya da yerel yönetimlerle valilik tasarrufuyla değiştirildi. 1940 yılında İçişleri Bakanlığı’nın 8589 sayılı genelgesiyle ad değiştirme işlemi resmîleşti ve tek elden yapılmaya başlandı.

1957 yılı ise adeta bir dönüm noktası oldu. Bu tarihte,“Ad Değiştirme İhtisas Komisyonu” oluşturularak sistematik bir asimilasyon politikası hayata geçirildi.Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi ile Türk Dil Kurumu’nun temsilcilerinin bulunduğu bu komisyonda, coğrafyamızda yer alan tüm yerleşim birimlerinin adları ve coğrafî isimler değiştirilerek, onlara Türkçe uyduruk isimler verildi. Yıllar içinde iktidarlar değişti ama bu kurulun faaliyetleri hiçbir aksamaya uğramadan 1978 yılına kadar devam etti.

Sözkonusu komisyonun 1978’e kadar yürüttüğü bu faaliyet, 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’nden sonra, askerî rejim tarafından daha bir hızlandırılarak devam ettirildi. 1981 – 83 yılları arasında özellikle Kürt nüfûsun yaşadığı Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yönelik olarak, o coğrafyanın tarihini ve köklerini adeta ortadan kaldıracak kapsamda bir “isim operasyonu” gerçekleştirildi. Bunun sonucunda bölgede ismi değiştirilmeyen nerdeyse bir dönümlük toprak parçası bile kalmadı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder