20 Kasım 2013 Çarşamba

Ağrılı Sanatçı Ülkeye Geri Dönmek İstiyor

Almanya'da yaşamını sürdüren Ağrılı sanatçı,  yaptığı açıklamada, 33 yıldır Kuzey Kürdistan'a (Türkiye Kürdistanı) dönemediğini belirterek, "Ülkeye dönmeyi arzuluyorum. Çünkü ben buraya keyfimden, isteyerek ve severek gelmedim" dedi.


"Kürtçe bir türkü okuduğum için hayatımın, akışı değişti" diyen Ariç, gurbete çıkma hikayesini şöyle anlattı:

"15 Nisan tarihi Ağrı'nın işgalden kurtuluşu(!) olarak kutlanır. 1979'da Ağrı'nın kurtuluş günü dolayısıyla düzenlenen geceye çok sayıda bürokrat ile dönemin Gençlik ve Spor bakanı Yüksel Çakmur da katılmıştı. 2 saat Türkçe türkü okudum. Davetlilerin ısrarı üzerine Kürtçe bir türkü okudum. Bugün Türkiye'de birçok ismin özgürce okuduğu 'Ehmedê Ronî' isimli Kürtçe türküyü okuduğum için tutuklandım. Halkın baskısı üzerine serbest bırakıldım ama 142. maddeden 5 ila 15 yıl ağır hapis istemiyle yargılandım."

"TRT sanatçısıydım işime sor verdiler"

O geceden sonra kendisi için zor günlerin başladığını, nefes alamaz hale geldiğini belirten Ariç, "O zaman TRT sanatçısıydım, işime son verdiler. İstanbul'daki meşhur gazinolarda sahneye çıkıyordum. Buralardan da iş yapamaz duruma düşürüldüm. Her geçen gün yaşam alanımı daralttılar. Arkasından 12 Eylül 1980 askeri darbesi gelince sanat yapamaz, nefes alamaz, çemberi daralmış bir duruma düştüm ve böylece ülkemi terk etmek zorunda bırakıldım. O gün bugündür sürgünde yaşıyorum" diye konuştu.

"Acıların en büyüğünü yaşadım"

Sürgünde geçen yılların acılarla dolu olduğunu anlatan Ariç, şöyle konuştu:

"Acının en büyüğünü geride bırakmak zorunda kaldığım annem, babam, ablam, abilerim ve akrabalarım çekti. Ben hem ülkemden uzaklığın, hemde geride bıraktıklarıma dokunamama, onlarla kucaklaşamama, iyi ve kötü günlerimi, onlarla paylaşamamanın acısını ve yalnızlığı yaşadım, halen yaşıyorum. Annemle olan telefon konuşmalarımızdan yola çıkarak yazdığım 'Dayê (Rojek tê) adlı eserim, bu acılarımızın birazcık da olsa küçük bir ifadesidir. Hasret ise bir başka hikaye."

"Vefat eden annem ve babamla vedalaşamadım"

Ariç, yasaklı yıllarda ölen annesinin ve babasının mezarını ziyaret edemediğini dile getirerek, "Ben Ülkedenden ayrıldıktan sonra annemi, babamı, teyzemi ve birçok yakın akrabamı kaybettim. Onlar, diğer dünyaya göçerken vedalaşamadım bile. Bu, benim için çok ağırdı. Umarım hiç kimse bu tür şeyleri yaşamaz. 33 yıl ülkeme hiç gelemedim. Gelme girişimlerinde de bulunmadım. Çok şeye hasret kaldım. Anne ve babamın mezarlarını tabi ki ziyaret etmeyi çok arzuluyorum" şeklinde konuştu.

Ülkeye dönüş için ana dilde eğitim şartını öne süren Ariç, "Benim gibi insanların geri dönüp özgürce sanatını icra edebilmesinin asgari şartı anadilde eğitim olmalıdır" ifadesini kullandı.

Ariç, Şıvan Perwer'ın Diyarbakır'a gelmesiyle ilişkin ise, "Şıvan Perwer değerli bir sanatçımız. Şüphesiz onun müziğimize önemli hizmetleri oldu. Perwer'ın ülkemize, insanlarımıza kavuşmuş olması beni son derece mutlu etti." dedi.

Nizamettin Ariç?

1956 Ağrı doğumlu olan Nizamettin Ariç, sinema ve müzik alanındaki eserleriyle biliniyor. Ariç, unutulmaya yüz tutmuş eserleri, hatırlatmak amacıyla ünlü Kürt şairi Faqiyê Teyra'nın adıyla albümler çıkardı. Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede konserler verdi.



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder