24 Kasım 2013 Pazar

5 gün arayla intihar eden gençlerin dramı

Ağrı Diyadin'de 5 gün arayla intihar eden amca çocukları Fesih Yaşar ve Emre Yaşar'ın hikayesi bölgenin yoksulluk gerçeğini gözler önüne serdi.

AĞRI  - Ailesi Fesih Yaşar'ın yoksulluktan intihar ettiği dile getirirken, sağır ve dilsiz Emre Yaşar'ın da kuzeninin intiharından etkilenerek yaşamına son verdiği belirtildi.


Ağrı'nın Diyadin ilçesinde amca çocukları Fesih Yaşar (18) ile Emre Yaşar'ın (19), 5 gün arayla intihar ederek yaşamlarına son verdi. Ailelerinin anlatımları, gençlerin intiharlarının altında yatan bölgenin trajik gerçeklerinden birine işaret etti. 15 Kasım'da Yılanlı kaplıcalarındaki evlerinde kendisini asarak intihar eden Fesih Yaşar'ın babası Fettah Yaşar, içerisinde bulundukları ekonomik yoksunluk nedeniyle oğlunun küçüklüğünden bu yana batıya giderek çalışmak zorunda kaldığını anlattı.

"Bizler fakir insanlarız" diyen Yaşar, devletin bölgeyi insansızlaştırmak için hiçbir fabrika açılmasına izin vermediğini, iş sahalarını kapattığını söyleyerek, "Bizim memleketimizde iş sahaları açsaydı oğlum ve onun gibileri burada çalışıp ailesinin yanında kalırdı. Yıllarca batıda birlikte çalıştık ekmek paramız için, ancak oğlum gurbete gitmekten bıkmıştı" dedi. Oğlunun hem artık çalışmaya gitmek istemediğini, hem de başka çaresinin olmadığını bildiğini söyleyen Yaşar, "Oğlumun ölümünden devlet ve hükümet sorumludur. Batıda çalışıyordu. Fesih çok ahlaklı, çalışkan bir gençti. İşten çıktıktan sonra kaldığı yere gelip yemek yapar, çamaşırlarını kendisi yıkardı. Artık nefret eder duruma gelmişti. Maddi durumumuz iyi olsaydı bugün bu acıyı yaşamazdık" diye konuştu.

"Oğlum evimizin direğiydi" diyen anne Zeynep Yaşar ise "Yoksulluk belimizi bükmüştü, eğer burada iş olsaydı böyle olmazdı. Eşim ve oğlum devamlı bizi bırakıp batıya gidiyordu. Oğlum çok yakınırdı, 'Ben sizi çok özlüyorum' diyordu" dedi.

20 Kasım günü intihar eden Emre Yaşar'ın babası Fevzi Yaşar da, oğlunu sağır ve dilsiz olmasına rağmen ailesine çok yardımcı olduğunu söyledi. Yaşar, "Bütün çocuklarım bir yana o bir yana. Evin bütün işlerini, ekim, tarım, tarla, çayır işleri ve hayvancılıkla o ilgilenirdi. Çok çalışkandı. Fesih'in intiharı onu çok etkilemişti. Devamlı ağlıyordu. Birlikte büyüdüklerinden çok acı çekiyordu. Fesih'in intihar ettiği odanın penceresinden bana asıldığı yeri gösterip ağlıyordu. Ben de eşime ve diğer çocuklarıma ona göz kulak olmalarını söylüyordum. Böyle bir çılgınlığa kalkışacağından korkuyordum. Ben jeotermalde çalışıyordum. Bana öğle yemeği getirdi, çok düşünceliydi giderken. Benimle sanki vedalaşıyordu. Ben eşime telefon açtım, 'Emre eve geliyor durumu hoşuma gitmedi dikkat edin' dedim. Eve giderken annesine sigara paketini veriyor. Uzun bir süre ortalıkta görünmeyince eşim beni aradı. Herkes onu aramaya çıkmış. Eşim, 'Emre yok bulamıyoruz' dedi. Ben hemen kuşkulandım, eve doğru gelirken ambulansı gördüm, dünyam yıkıldı. Gelinim ahıra girdiğinde tavana asılı buluyor. O esnada kardeşlerim ve ailem de geliyor çözüyorlar. Kalp masajı yapmışlar, ambulansla Diyadin Devlet Hastanesi'ne kaldırdık, orada yapılan müdahaleden sonra Ağrı'ya sevk edilirken yolda yaşamını yitirdi" diye konuştu.

DİHA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder