3 Mart 2013 Pazar

Halis Bey'in Bazı Anıları


Halis Öztürk (Xalıs Beg): 1930 Ağrı isyanının dört elebaşından biri. Yargılanıyor, bir süre hapis yatıyor, sonra af çıkıyor, serbest kalıyor. DP döneminde de Ağrı milletvekili oluyor üç dönem.


Halis Öztürk mecliste iken, günümüzündeki haramze milletvekillerine benzer bir vekil, meclis kürsüsüne çıkıp, şöyle diyor: “Şark'ta (doğu) isyanlar oluyor, devlet uyuyor mu?

Halis Bey yerinden seslenmiş: “Ola oğlum geç yerine, otur otur fesat, yahu şarkta kim isyan edecek, ben buradayım!”.

Anlatan: Ekrem Ocaklı (Halis Öztürk döneminde, Gümüşhane milletvekilliği yapmış)

Halis Öztürk, on yıl Ağrı milletvekilliği yaptı. 1960 askeri darbesinde Yassıada'da ve Kayseri hapishanelerinde kaldı. Kendisinin çok zeki ve espirili bir kişiliğe sahip olduğu, onu yakınen tanıyanlar tarafından anlatılmaktadır.

Halis Bey, Hapishanede batılı Türk kökenli milletvekilleri etrafında kümeleşince yüksek sesle demişki; "Kardaşım, Kurtuluş savaşında malımız, canımızla, savaştık, atların dışkısından buğday ve arpa tanelerini arazacak duruma düştük. Bir kaç Rus topunuda ele geçirdiğimiz için belgelerle onurlandırıldık. Vatan kurtulduktan sonra köyümüze gittik. Kürt oldugumuz için bize mürteci ve mütegallibe dediniz, öldürmek istediniz, canımızı kurtarmak için dağa çıktık. Bu defa asi ve eşkıya dediniz, ardımıza kolordular sevkettiniz, köylerimizi yaktınız, insanlarımızı öldürdünüz. 1950 yılında yalandan bir demokrasi oyunu icat ettiniz. Halkımız bizi Meclise yolladı güya Mebus olduk. 1960 yılında kutsal anayasayı çiğnedin diye askerler darbe yaptı. Bu defa Mapus olduk. Ben dört kutsal kitap bilirim, Tevrat, Zebur, İncil ve Kur´an. 1924 Anayasanızı hiç uygulamadınız ki ben onu çiğneyeyim veya kutsal olduğunu söylemediniz ki çiğnemeyeyim. Öyle anlaşılıyor ki; Halis´in yeri mebusluk değil mahpusluktur. Üstelik soyadımızı Öztürk yapmamıza rağmen bizi hep Özkürt olarak gördünüz. Celal Bayar´a hitaben de; „Dört sene seninle hapishanede yattım, bir dört senede İsmet İnönü´yle yatsaydım gözüm arkada kalmazdı. Hiç olmazsa bizi ezenlerin bir kısmı bizimle bu zulümleri beraber yaşasalar belki akılları başlarına gelir, zulüm etmenin ne kadar kötü olduğunu ancak anlarlar“, demiş

(Özgür Ülke 16 Temmuz 1994).


1 yorum: