27 Şubat 2013 Çarşamba

Kışlada Ağrı'lı askerin dalağını aldılar!


İstanbul'da askerlik yapan Ağrı nufusuna kayıtlı Sinan Işık'ın (21), 6 ay boyunca bir komutanının işkencelerine maruz kaldığı belirtti.


Aydın'ın Buharkent İlçesi'nde yaşayan Ağrılı Kürt bir ailenin çocuğu olan Sinan Işık'ın, 6 aydan bu yana askerlik yaptığı Kasımpaşa'daki askeri hastanede aylar boyunca bir çavuşun fiziki ve psikolojik işkencesine maruz kaldığı belirtildi. Işık'ın, 25 Şubat'ta "sana bir şaka yapacağım" diyen çavuşu tarafından kalorifer borularına bağlandığı ve dövüldüğü belirtilirken, Işık'ın kaldırıldığı hastanede dalağı ameliyatla alındığı ve 12 gün boyunca yoğun bakımda kaldığı ifade edildi.

'İşkence ilk günden başladı'

Gördüğü işkencelerden ötürü psikolojisi bozulan Sinan Işık, daha İstanbul'a gittiği ilk gün H.İ.D. adlı çavuşun, "Benden çekeceğin var" dediğini söyledi. Yaklaşık bir aylık zaman geçtikten sonra çavuşun neredeyse bölüğün tüm işlerini kendisine yaptırdığını anlatan Işık, çavuşun sürekli kafasına vurduğunu, tehdit ettiğini söyledi. Bir gün nöbet tuttuktan sonra bölük komutanının kendisini yanına çağırdığını ifade eden Işık, Halil İbrahim Deniz adlı çavuşun Bölük Komutanı'nın yanında olduğunu ve kendisi hakkında "nöbette yattı" diye rapor tutulduğunu gördüğünü ifade etti. Buna itiraz eden Işık, nöbette yatmadığını, sadece sırtını duvara dayadığını vurgulayarak, şunları anlattı: "Bölük Komutanı ağzına ne gelirse söyledi bana. Ben de korkumdan 'evet yattım' dedim. Sonra Bölük Komutanı bağırdı, çağırdı, ayağa kalkıp kafamı duvara dayadı. Tam yumruğunu vuracaktı araya başka bir komutan girdi ve onu engelledi. Zaten ne olduysa o günden sonra oldu. Çavuşun eline koz geçti."

'Ellerimi kelepçeleyip kum torbasına vurur gibi vuruyordu'

Bir gün çavuşun kendini çağırdığını ve "sana bir şaka yapacağım" diyerek ellerini kalorifer borularına bağladığını söyleyen Işık, kendisini yoğun bakımlık eden işkenceyi şu sözlerle anlattı: "Birden koluma ve karnıma yumruk atmaya başladı. Ama nasıl bir acı hissediyorum anlatamam. Aynı kum torbasına vurur gibi vuruyor. Bir noktadan sonra artık bir şey hissetmemeye başladım. Sonra ellerimi çözdü ve diz üstü çökmemi istedi. Kollarımı yere paralel bir vaziyette uzattı ve 20 dakika kadar öyle bekletti. Öyle bir sancı girdi ki dizlerime halen sızlıyor dizlerim. Sonra beni yerden kaldırıp eğitime götürdü. Eğitim bitmek üzereydi karnıma çok büyük bir sancı girdi. Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Çıktığımda sanki karnımdaki ciğerlerim parçalanıp kopmuş ve içerde sallanıyorlarmış gibi hissettim. Olduğum yere yığıldım zaten. Sonra beni acile kaldırmışlar onlar da Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne (GATA) sevk etmişler. Gece beni 3'te ameliyata aldılar, sabaha kadar sürdü ameliyat. Uyandığımda doktor bana, 'kim yaptı bunu' dediler. Korkumdan düştüğümü söyledim çünkü çavuş beni daha önce uyarmıştı 'kimseye söyleme, yoksa seni öldürürüm' diye. Doktorlar bana, 'Bu düşmeyle olacak iş değil, bak senin dalağını aldık artık askerlik yapamazsın. Seni biri dövmüş, söyle hakkında soruşturma açalım' dediler, ben gene bir şey söylemedim."

Dalağı alınan Işık korkudan durumu kimseye anlatamadı

Olayın olmasının ardından Işık'ın ailesine haber verilmesi üzerine İstanbul'a giden annesi ve babası, çocuklarının halini görünce şok geçirdiklerini söyledi. Yoğun bakımdaki çocuklarını görür görmez bunu kimin yaptığını söyleyen anne ve babasına da "düştüm" yanıtını veren Işık, sonunda taburcu edilmeden 1 gün önce babasına durumu anlatır. Anlatılanları duyar duymaz Bölük Komutanı'nı arayan baba Emir Şah Işık, çocuğunu kimin bu hale getirdiğini sorması üzerine Bölük Komutanı'nın, "Her şeyden haberim var, merak etmeyin biz halledeceğiz" dediğini aktardı. Daha sonra telefonu oğluna vermesini isteyen Bölük Komutanı Sinan Işık'a, "Neden babana kelepçeden bahsettin, kimseye söyleme demedik mi?" der. Bunun üzerine bölüğe giden Sinan Işık ve babası, Bölük Komutanı'nın yanına çıktıklarını ve bunu yapan çavuşu çağırmalarını istediklerini söyledi. Bulundukları odaya getirilen çavuş, "Evet ben yaptım ama şaka amacıyla yaptım" demesi üzerine Işık'ın babası, sinirlendiğini ve çavuşun odadan çıkarılmasını istediğini söyledi. Çavuşun odadan çıkarılmasının ardından görgü şahitlerinin de işkenceyi doğrulaması üzerine bir tutanak tutulur ve aileye gereğinin yapılacağı söylenir. Ancak aile kendilerine darp raporu verilmediğini ve böylelikle olayın kaza sonucu olduğu söylenerek üzerinin kapatılacağı endişesine kapıldıklarını belirterek, tüm çabalarına rağmen darp raporunu alamadıklarını dile getirdi.

Bölük Komutanı'nın herkese selamı var!

Sinan Işık'ın babası Bölük Komutanı'na, "Madem haberin vardı niye bize söylemiyorsun. Biz çocuğu sağlam gönderdik, siz bu hale getirdiniz. Sizde namus, vicdan olsaydı çocuğuma sahip çıkardınız, işkence yapmazdınız. Ben Kürt çocuğuyum, hakkımı arayacağım, Cumhurbaşkanı'na kadar gideceğim, herkese anlatacağım işkencenizi" dediğini aktardı. Bölük Komutanı'nın gülerek kendisine, "Herkese selamımı söyle. Kimse bir şey yapamaz, nereye gidiyorsan git" dediğini söyleyen baba Işık, Nazilli Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu ve devlet yetkililerine dilekçe yolladığını söyledi. Bir oğlu daha olduğunu söyleyen Işık, "Başımı da kesseler diğer oğlumu askere göndermeyeceğim" diyerek tepki gösterdi.

Sinan Işık'ın annesi Mahizer Işık ise, günlerdir çaresizce ağladığını söyleyerek, "Ben ne diyeyim. Sakat edip elimize verdiler çocuğu ne diyeyim. Çok ağladım ama bir şey gelmiyor elimizden" diye konuştu. Işık'ın 5 kardeşinden biri olan ablası Oya Işık da, yapılanın tam vahşet olduğunu, kardeşinin duvarda asılı fotoğrafı ile yataktaki haline bakılınca anlaşıldığını söyledi.

4 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Allah şifa versin geçmiş olsun .her yere şikayetinizi yazılı bildirin.Hakkınızı aramaktan vazgeçmeyin Herkez dürüst değil makamı mevkisi işi ne olursa olsun suçlu kim se cezasını çekecek çekmeli çektirilmelidir.İlahi Adaleti kimse önleyemez önleyemeyecek Bizim torpilimiz yok ama kocaman ALLAHIMIZ VAR.O ki kimsenin hakkını kimsede burakmaz hem bu dünyada hem ahirette cezasını verecektir.kimse bir yere kaçamaz gidemez.Allah şifa versin.Dini mesebi ırkı ne olursa olsun hepimizi Allah yarattı onun kuluyuz hepimiz Adem A.S. Çocuklarıyız.

    YanıtlaSil
  3. Allah şifa versin geçmiş olsun .her yere şikayetinizi yazılı bildirin.Hakkınızı aramaktan vazgeçmeyin Herkez dürüst değil makamı mevkisi işi ne olursa olsun suçlu kim se cezasını çekecek çekmeli çektirilmelidir.İlahi Adaleti kimse önleyemez önleyemeyecek Bizim torpilimiz yok ama kocaman ALLAHIMIZ VAR.O ki kimsenin hakkını kimsede burakmaz hem bu dünyada hem ahirette cezasını verecektir.kimse bir yere kaçamaz gidemez.Allah şifa versin.Dini mesebi ırkı ne olursa olsun hepimizi Allah yarattı onun kuluyuz hepimiz Adem A.S. Çocuklarıyız.

    YanıtlaSil
  4. Ben 19 yıl TSK da görev yapan uzm.çvş dum kışlada işçinin birisi araçla üzerimden yani kaza geçirdim.sakat kaldım.Değerli komutanlarım kaza tutanagı tutmadıkları gibi kazayı örtbas etmişler sakat halimle 2 yıl çalıştım askeri mahkemeyede baş vurdum hepsi birbirinden adi insanlar hiçbir sonuç alamadım.benimde 1 oglum var bende askere göndermiyorum götürebilecek erkek varsa hadi götürsün.Kısacası içimizde sütü bozuk o kadar çok asker varki bu erde uzm.çvşda astsbda subayda fark etmez oraya girince dinini ırkını cettini geldiği yeri anasını babasını hatta allahı bile unutan kişilerdir.Bazen diyorum 19-20yıl bunlarla nasıl mucadele edip çalışmışım ömrümü yediler Allahtan onların ömrünü yesin Hakkımı helal etmiyorum rehir zikkım olsun.Allah sizin yardımcınız olsun İnsan hakları mahkemesine başvurun.

    YanıtlaSil