16 Aralık 2012 Pazar

Halis Öztürk Geldi, Tutak'ın Köylerinde Silah Araması Yapıldı


 
Ağrı'nın yerel gazetelerinden olan Şark Ekspres'in arşivini tararken, bir haber dikkatimi çekti. Haberin başlığı şöyle: "Halis Öztürk geldi Tutak'ın köylerinde silah araması yapıldı." Bu haber 1959 yılına ait,


Halis Öztürk Ağrı İsyanlarında (1926-1930) gurup önderliği yapmış Ağrılı büyük bir direnişçidir. İsyan yenilgi ile sonuçlandıktan sonra İran'a geçer. 1932 yılına kadar Türkiye, İran arasında gerilla tarzı eylemlerini sürdürür. 1932 yılında Tutak'ın bir köyünde yakalanıp, Doğubayazıt hapishanesine konulur. 1934'da çıkan bir afla, hapisten çıkar.

Daha sonra, AP (Adalet Partisi)'den Ağrı Milletvekili adayı olan Halis Öztürk, üç dönem  üst üste Ağrı Milletvekilliğine seçilir (9.10. ve 11. dönem).


Gazetedeki haber çok ilginçtir; Ağrı isyanlarında, Halis Öztürk ve diğer savaşçılardan büyük darbeler alan Türk devleti, onca yıl geçmesine rağmen, Halis Öztürk ve yerel halka karşı güvensiz olmalı ki, Tutak köylerini tek tek dolaşıp, halkın silahlarına el koymuş. Bu gazete küpüründen ders çıkartılmalı diye düşünüyorum; Devlet her zaman bu halka karşı güvensizdir ve her ne kadar Ağrı halkı, tarihine sahip çıkmıyor olsa da, devlet unutmuyor ve tedbirli davranıyor.  Bu noktada Ağrı generali İhsan Nuri Paşa'nın şu sözü, insanın aklına geliyor "Devletin gözünde bir Kürt ister hizmetkar, ister asi olsun, yinede Kürttür."

HALİS ÖZTÜRK KİMDİR?

Sîpkî aşiretinin lideri Aptulmecit beg’in oğludur. Çevrede zenginliği ve yurtseverleri ile tanınan bu aile sürgüne yollanmıştı. Ağrı savaşlarının başlaması üzerine (1926) , Xalis beg bazı akrabalarıyla kaçıp Ağrı’ya gitti. Bilgi, donanım ve becerisiyle harekete değerli hizmetlerde bulundu. Bazı akrabaları Halis Bey'in Ağrı Kürt Cumhuriyeti'nde Beyazıt Valisi olduğunu dile getirirler.

Savaşın kaybedilmesi üzerine, oda İran’a geçti. Daha sonra çıkan afla birlikte yeniden Türkiye'ye döndü. 1950 ve 54 yıllarında yapılan genel seçimlerde, demokrat partiden üç dönem Ağrı milletvekili seçildi. Xalis Beg 24 eylül 1977 tarihinde vefat etti ve Ağrı’nın Tutak ilçesinde aile mezarlığında defnedildi.

başka bir kaynağa göre Xalis Beg:

Halis Öztürk (Sipkanlı Halis Bey, d. 1889 - ö. 24 Eylül 1977), Kürt siyasetçi.

Ağrı'nın Tutak ilçesinde Sipkan (Sipki) aşiret reislerinden ve Hamidiye Alayları'nın komutanlarından Abdülmecid Bey'in oğlu olarak dünyaya geldi. Çiftçilikle uğraştıktan sonra Ağrı ayaklanmaları sırasında etkin rolü oynadı. Mehmet Ali Kışlalı'nın aktardığına göre, Halis Bey Ağrı ayaklanmalarını başlatanlardan biri olup bir ara tutuklanıp Erzurum'dan Trabzon'a götürüldüğü sırada kaçtığını belirten kaynaklar vardır. Bazı kaynaklarda ise Halis Bey'in Trabzon'a götürülmek için, bekletildiği Eleşkirt'deki Dellal karakolundan kaçarak, tekrar isyana geri döndüğü söyleniyor. Halis Bey Türkiye Cumhuriyeti hükûmeti ile yapılan barış görüşmesine Ağrı Cumhuriyeti'nin delegesi olarak katıldı. Ağrı İsyanı'nın bastırılmasından sonra İran'a geçti.


Daha sonra aftan yararanarak Türkiye'ye döndü. 9., 10. ve 11. olmak üzere üç dönemde Demokrat Parti'den Ağrı milletvekili seçildi.


27 Mayıs Darbesi'nden sonra tutuklanarak Yassıada'ya sürüldü ve yargılandı. Türkçesi çok az olduğu için duruşmalarda Kürtçe/Türkçe karışımı ifade verdi. Anayasa'yı tağyir ve ihlâl ettikleri ve ayaklar altına aldıklarına dair suçlamalarına karşın "Vallahi hâkim bey Anayasa'nın ayaklarımızın altında olduğunu bilseydim hiç çiğner miydim ?" diye yanıtladı. Yassıada Yüksek Adalet Divanı'nca Anayasayı çiğnediği gerekçesiyle 10 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Yassıada ve Kayseri hapishanesinde kaldığı dönemin koğuş arkadaşı Abdülmelik Fırat, Fırat Mahzun Akar adlı anılarında Halis Öztürk'ün çok zeki ve espirili bir kişiliğe sahip olduğu yazmaktadır. Yassıada'nın canlı tanıklarından Samet Ağaoğlu, "Marmara'da Bir Ada" adlı eserinde Halis Öztürk'ün başkanın küçültücü bütün sorularını şivesi kadar tatlı espirileri ile karşıladığını yazmaktadır. Halis Bey 24 Eylül 1977'de vefat etti.

Üç eşi, 13 kızı ve 7 oğlu vardır.


Aşağıdaki ağıt Xalis beg üzerine yakılmıştır:

Sabahtır savaş başladı, dağdan dağa
Rom askeri sarmış, Xanım’ın babası
Sêrxûnların koçyiğidi Xalıs beg’in siperini.
Xalıs beg haykırdı
Ehmed oğlum, yiğit ol, yiğitçe çarpış
Zalimdir kara Rom’un askeri
Kesmiş Murat nehri’nin geçiş yerini
Hele bir bak, akşamdan beri
Kurutmuş damlarımızın, yiğitlerimizin kökünü
Ateş düşün ocağına korkak Rom’un
Nasıl kurnazca sarıyorlar Xanım’ın babasının siperini
Kaçak gülü xanım’ın, hey ben öleyim

Evet yiğidim, sabah yine başladı savaş
Mîrim, Viran Bane’de, dağın yamaçlarında
Yok mudur bir hayır, hasenat sahibi
Haber ulaştırsın sürgündeki (babam) Evdilmecit beg’e
Evi yıkılasıca, desin
Gaddar bir yara almış, sağ eline, parmaklarına.


Türk devleti 1934 yılında çıkardığı bir kanunla herkesi bir soyisim almaya mecbur etti. Bu kanun uygulandığı sırada, memurlar istediği gibi ve akılları estiği gibi herkese bir isim veriyorlardı. Memur gelen vatandaşın şekline bakarak bir soyisim yapıştırıyordu. Zaten halkın esası okuma yazma bilmiyordu.
Memur bir şeyler yazıyordu ve vatandaşa Senin soyismin "Satılmış", "Delioğlu", "Katırcı" vs... Kürdistan'da aynı durum yaşamasına rağmen, bir çok tanınmış Kürd ailesine Türklükle doğrudan ilişkili isimler verilirdu. Mesele "Türk", "Bozkurt", "Turanlı" ve "Öztürk" gibi.. Sayın M.E Bozarslan'ın "Kemal Paşa Weledê Kê ye?" adlı eserinde anlatığı bir hikaye var. Tamda bizim bu soyisim tartışmalarına denk düşüyor. Bir çoklarınız Abdulmecid Sipkî'nin ailesini duymuşsunuz.
Bu aileden gelenlerden bir Xalis Beydir. Xalis Bey "Ağri Direnişi" sırasında İhsan Nuri, Broyê Hesikê Telolarla birlikte önemli rol alan insanlardan biriydi. Ağrı İsyanın bastırılmasından sonra Xalis Begê Sibkî' de bir çok Kürd ileri gelenleri gibi sürgüne gönderilmişti. 1946'dan sonra Türk devleti demokrasiye ve çok partili sisteme geçeceği imajını yaratmak ve a la Turca bir demokrasi oynamak seçimlere gitti.. O dönem Demokrat Parti CHP'ye karşı seçimlere katıldı ve kazandı. Demokrat Parti saflarında sürgünden dönen çok Kürd vardı. Prof. İzzetin Doğan'ın babası, Abdulmelik Firat, Halis Öztürk gibi.. Kürdler DP saflarında milletvekili olmuşlardı... Artık Xalis Begê Sibkî, Halis Öztürk olmuştu.. Neyise Xalis Beg Ankara gidiyor. Meclis açıldığında milletvekilleri kendi aralarında tanışıyorlar. Bu esnada bir milletvekili ismini ve "Öztürk" soyismini söyledikten sonra Antalya Milletvekili olduğunu söylüyor. Xalis Beg Antalya milletvekilinin "Öztürk" soyismini taşımasına şaşırıyor. Ve atlıyor:

Kusura bakmayınız siz Antalya milletvekili olduğunuzu söylediniz değil mi?
Milletvekili: Evet ben Antalya milletvekiliyim.
Xalis Beg: Siz aslen Antalyalımısınız?
Milletvekili: Evet ben aslen Antalyalıyım.

Xalis Beg daha da şaşırıyor ve kendisine siz aslen Antalyalısınız, Antalya Milletvekilisiniz ve soyisminiz "Öztürk"?

Milletvekili: " Evet öyledir" diyor.

Xalis Beg gülerek Milletvekiline:

"Kim sizin Türklüğünüzden kuşkulanarak "Öztürk" soyisimini size verdi" diye hayretler içinde bir durum tespiti yapıyor.

Halis Bey'in Hayatı Kaynak:
1: http://ararat-welat.blogspot.com/2011/12/xalis-beg-fotograflar.html
2: http://herema-ararat.blogspot.com.tr/2014/12/tbmmye-girmis-iki-agr-savascs.html

Nihat Öner / Ağrı
rewan004@hotmail.com

8 yorum:

  1. seroke kurda halis beg.

    YanıtlaSil
  2. mekanın cennet olsun.ey güzel insan.allah sana rahmet etsin

    YanıtlaSil
  3. serğunların koç yiğidi.HALİS BEG.

    YanıtlaSil
  4. mala serxun mekanin gani gani nur cenent olsun amca amin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://www.izlesene.com/video/semseddin-basak/7131400

      Sil
  5. Mekanıñ cenet olsun dede ad olsun seni hep yaşatacaz

    YanıtlaSil
  6. yığitler herzaman anılır alah gani gani rıhmet eylesın

    YanıtlaSil
  7. Allah sana gani gani rahmet eylesin xalis beg sen okadar kürt halkı için direndin ama bak torunlarindan savcı sayan simdi senin düşmanlarinın tarafinda saf tutuyor insallah kemiklerin sızlamiyordur

    Ben sipki nin kolu olan xelesini aşiretindenim allah sana rahmet eylesin ey koca yürekli insan 😢😢😢😢

    YanıtlaSil