19 Ağustos 2012 Pazar

KÜRDİLİ GEZİ-YORUM - Jeotermaliyle sıcak bir kent


Ağrı Dağı'ın güney eteğinin altından Diyadin'e gidiyoruz. Murat Nehri'nin aktığı vadileriyle, lav platolarına yakın bir yer. İlçe toprakları Murat Nehri'nden uzaklaştıkça yükseliyor. Tendürek Dağı sönmüş, volkanik bir dağdır. Diyadin'in ve kaplıcaların güney doğusundadır. Dağın üzerinde tandıra benzer sıcak çukurlar olduğundan böyle adlandırılmış. Doğal güzelliği yanında, sıcak ve soğuk kaynak suyu boldur. Murat Nehri'nin ilk çıkış yeri burasıdır.


Tendürek Dağı ile kaplıcalar arasında birçok sıcak ve madensel su kaynakları bulunmaktadır. İl özel idaresi, kaymakamlık ve belediyenin yürüttüğü jeotermal projesi ile sıcak kaynak suları sınırlı ölçüde Diyadin'e getirilip değerlendirilmektedir. Konut ısıtıcılığında ve ihtiyaç için kullanılacak suyun Diyadin'i çok yönlü etkileyip rahatlatabilecek bir potansiyeli bulunuyor. Gel görelim ki, devlet yetkililerinin bu konuda şehir halkını ısıtıp huzur içerisinde yaşatabilecek bir çalışmalarının olmadığını görüyoruz. Jeotermal su gerektiği gibi değerlendirilmiyor. Her şehirde olduğu gibi hava kirliliği yaratan kömürler, buradaki jeotermal imkanlara rağmen kullanılıyor.


Jeotermal tesislerinde belediyenin hissesi yüzde 8’e kadar düşürüldü, ancak mahkeme kararıyla belediyenin hissesi yüzde 16’ya çıkartıldı.


ANTİK BİR KENT

Diyadin eski bir şehirdir. Tarihteki adı Daudyana'dır. Burası da, bütün Serhat şehirleri gibi eski bir Ermeni şehridir. Kürtler tarafından "Gihadin" olarak adlandırılmış. Bir iddiaya göre, 500-600 yıl önce, buralarda yetişen bir ot varmış, o otu yiyen hayvanlar deliriyormuş. Bu nedenle de "Giha din" denilmiş. Bir başka iddia da, iki oğlunu öldüren bir kadının durumundan geliyormuş. Bu nedenle "Diya din" diye hitap edilmekteymiş. İlçeye yakın yerlerde antik kentler, tarihi kalıntılar mevcuttur. Diyadin Kalesi, Meya Köyü Harabeleri ve şehri ile Tokluca Kalesi, bunların en önemlisidir. Bölge Arsaklı, Selçuklu, İlhanlı, Karakoyunlu, Safevi ve Osmanlı egemenliğinde kalmış. Diyadin, Ağrı'ya 60 km. uzaklıktadır. Şehir merkezinin Ağrı-Doğubayazıt yolu üzerinde olmayışı nedeniyle gelişip büyüyememiş. Yaylaları hayvan yetiştiricilerine önemli olanaklar sunuyor. Yaz ve sonbahar aylarında Aladağ üzerinden Çaldıran ve Erciş'e gidilebilmektedir. Diyadin merkezi, ekonomik yönden fazla gelişmiş değil. Bu sebeple özel işyerleri ile konutlar tek düzen, toprak damlıdır. Resmi binalar ve okullar çok katlı ve çatılıdır. Diyadin, kaplıcaları ile tanınan bir ilçedir. Halkın "çermik", "avagerm" dediği kaplıcalar Köprü, Yılanlı Davut ve Tazekent adlarıyla birlikte anılmaktadır.

Çermikler ilçe merkezine 7 km. uzaklıkta ve Murat Nehri'nin doğu kıyısındadır. Cilt-deri hastalığı, sinir buhranları, mide-bağırsak ve böbrek rahatsızlıkları, kadın hastalıkları, solunum yolları rahatsızlığı özellikle romatizma ve siyatik gibi rahatsızlıklar için faydalı olduğu öne sürülüyor. Kaplıca sezonu haziranda başlar, ağustos sonuna kadar devam eder. Yakın köyler ve kasaba halkı diğer aylarda da yararlanıyorlar. Kaplıcalar Diyadin Belediyesi'nce kiraya vermek suretiyle işletilmekte. Lokanta, otel, pansiyon, kahvehane bulunmaktadır. Suların sıcaklığı 60-70 derecedir.   



KAYNAKLARINI KULLANAMIYOR

Belediye Başkanı Celal Tanrıverdi, ilçede mevcut olan jeotermal tesislerinden belediyenin hissesinin yüzde 8'e kadar düşürüldüğünü belirterek şöyle diyor: "Mahkeme kararıyla hissemizi yüzde 16'ya çıkarttık. Halen jeotermal suyla şehrin çarşısında resmi kurumlarla bazı özel işyerleri, döşenmiş kalorifer petekleriyle ısıtılıyor. Bunun geliştirilmesiyle çevre kirliliği de önlenebilir. Ancak bu sistem, bakımsızlıktan dolayı çalışamayacak duruma getirilmiş. Oysa, açılmış 3 kuyu var, ağzı vanayla kapalı öyle bekletiliyor. Birçok esnafın işyerine jeotermal hattı çekmek isteği olumsuz cevaplanıyor. Çünkü şehir hatları yetersiz ve kireç çözücü katkı maddesi sorunu yaşanıyor. Su rezervi saniyede 150-200 litre arası değişiyor. Kuyu çapı genişledikçe rezerv de genişler. Ancak çıkan suyun kullanımından sonra reenjeksiyon (kuyuya geri pompalama) yapılması gerekiyor. Aksi halde, şehrimizin üzerine kurulduğu yerin altı sürekli boşalıyor olacak. Mülkiyeti belediyemize ait Yılanlı Kaplıcası'nın 20 yıldır yeraltından çıkan suyu kayıptı; bulduk ve yeniden çıkardık. Onarımını yaptık ve faaliyete soktuk."

Eğitim-Sen Temsilcisi Hanefi Doğan, Diyadin'i şöyle tanımlıyor: "Kurmanc ve Sünni'dir. Homojendir. Sosyal hayatı dışa kapalıdır. Diyadin'in 7-8 ayı kar altında geçerdi. Son iki yıldır kar yağmıyor."



GENÇLİK BDP'YE MEYİLLİ

Doğan ilçenin siyasi yapısıyla ilgili ise şu bilgileri veriyor: "Burada her zaman iki belediye başkan adayı olur: Biri Cengiz Peker, diğeri Yaşar Özmen. Bu, değişmezdi. 1999 seçimlerinde HADEP kazanmasına rağmen çeşitli hilelerle verilmedi. Parti ilçe yönetimi, oy sayımında oylara sahip çıkamadı, pasif davrandı. 2004'te DYP adayı kazandı, DEHAP çok az bir oy almıştı. 2009'da siyasal sürecin etkisiyle çok büyük bir oy alan DTP adayı kazandı. Burada belediye başkanının aşiretine bakılır. 2009 seçimlerinde 11 aşiret her biri ayrı partiden aday çıkarmıştı. İlginçtir, LDP 2000 küsur oyla 3. partiydi, SP 2. ve DTP 3000 küsur oyla 1. parti olurken, iktidar partisi AKP (adayı eski belediye başkanıydı) 4. parti olabilmişti. DTP adayı kazanınca, tüm partilerde suskunluk başladı. Bu da, halkın aşiretlerden memnuniyetsizliğinin ifadesiydi. 10 sene önce Amerikalı bir şirket tarafından aramalar yapılmış, Mollakara köyü çevresinde altın madeni rezervi bulunca, bir Türk şirketine satmışlar. Şirket şimdi altın çıkarma çalışmalarını yürütüyor. Yakında altın çıkarmak için siyanür kullanacaklar ve çevremiz kirlenecek. İlçemizde tarım ve hayvancılık gelişkindir. Tendürek etekleri hayvancılığa çok elverişlidir."

Küçük bir yer ama, siyaset atmosferi yoğun yaşanır. Aşiret sayısı kadar siyasetçisi var. Şimdiden birçoğu seçim bürosunu açmış bile. Uzak köyler korucu olduğundan sandık başında açık oy kullandırılıyor ve hiç kimse ses çıkaramıyormuş. Bunların çoğu AKP Milletvekili Cemal Kaya'nın yakınları ve akrabası olduğu köylerdir. Ancak aşiretler gitgide etkisizleşiyor. Cemal Kaya, 2011 seçimlerine yine AKP'den adaylığını açıkladı. Şemski aşiretinin oy potansiyeline dayanarak çalışmalarını sürdürüyor. MHP'li Hüdai Seven ise, Pinaşi aşiretinin oyuna güvenerek bağımsız adaylığını açıklamış. Her iki aşiretin gençliği ise BDP'ye meyilli. 2011 seçimlerinde çok zorlanacakları söyleniyor."

Ağrı'nın derdi dağ gibi

Çok eski bir şehir. Hurri-Mitani Krallığı'ndan Urartulara uzanan bir tarihi var. Osmanlı dönemlerinde yıllarca sancaktarlık olan Bayazıt, cumhuriyetle birlikte vilayet olmuş. 1927 yılında Kürt isyanları bahane gösterilip rantçıların dayatmasıyla il statüsüne kavuşturulmuş. Şorbulak, Karakilise ve Karaköse isimleri ile anılmış. 1938 yılında Ağrı Dağı'ndan esinlenerek "Ağrı" adını almış. Kürtler "Qerekilis" olarak anıyor. Serhat bölgesindeki birçok il gibi Ağrı da bir nevi Erzurum'a mecbur kılınmış. Ağrılılar, hastaneleriyle, yüksek okullarıyla, teknik olanaklarıyla donatılmış 3 buçuk saat uzaklıktaki Erzurum'a gitmek zorundadırlar. İl genel meclis üyesi Şevin Geçit, "Günde ortalama 2 kişi kalp krizi geçiriyor. Ne yazık ki, hastanelerde anjiyo ünitesi yok. Devlet hastanesinde MR ünitesi bulunmuyor. Acil hastalar ya 3 saat uzaklıktaki Erzurum'a ya da 3.5 saat uzaklıktaki Van'a götürülüyor. Bu arada, hastanın bürokratik işlemleri de çok zaman alıyor."

Ağrı Belediye Meclis Üyesi Murat Daş ise şunları söylüyor, "Ağrı'da altyapı yetersizdir. 100. Yıl, Fatih, Kazım Karabekir ve M. Akif Ersoy gibi göç almış mahallelerde altyapı hiç yok. O mahallelerde yaşayan vatandaşlarımız çamur içerisindedirler. Kentsel dönüşüm çalışmaları 1994 yılında başlatılmıştı ve henüz bir ilerleme kaydedilmemiş. Bu nedenle inşaatlara ruhsat verilmiyor. Reklamcı bir belediye başkanıyla karşı karşıyayız. İlkesiz biridir." Kürt illerinin çoğunda olduğu gibi, valiliğin Sosyal Yardımlaşma Vakfı (SYV), belediyeden daha iyi çalışıyor. SYV, AKP'nin önemli bir mevzisidir. Halk yardım paketlerine alıştırılmış. Köy ve mahalle muhtarları AKP'nin militanı gibi çalışıyor. Ağrı'nın 5 milletvekili sayısı 4'e düşürüldü. Referandumda ise yüzde 28 oranıyla boykot sonucu alındı. Halk iyi bir çalışmayla ikna edilebilirse, 2 milletvekili çıkarılabilir. Son dönemde Ağrı'da ortaya çıkan gruplaşmalar, halkı BDP'den soğutmaya başlamış.

Eğitim Sen Şube Başkanı Cezmi Gündüz, Ağrı'nın geri bıraktırılmış bir yer olduğunu belirterek, "ÖSS sınav sonuçlarına bakılırsa, 15 yıldan beridir sondan 4. sıranın hiç değişmediğini görürüz. Yaşanabilir iller arasında da durum aynı. Hava kirliliği insan sağlığını tehdit ediyor. Geçmişte var olan iplik, un ve tuğla fabrikaları kapanmış. Şehirleşme bakımından Bölge illerini çok geriden izliyor. Ağrı'nın fiili durumu, Erzurum'un bir ilçesi gibidir. Ağrı'nın folkloru ve müziğinde bile Erzurum kültürünün etkisi görülüyor. Asimilasyon politikalarının etkisi sürüyor. Ağrı'da Terekeme, Azeri ve Karapapak gibi farklı kimliklerin oranı yüzde 5 civarındadır. Merkeze bağlı Tezere köyünün Kafkas Türkleri de buna dahildir. MHP de bu kesime dayanarak siyaset yapıyor. MHP içerisinde istisna da olsa, Kürtler bulunuyor. İlin geri kalan nüfusu Kürtlerden oluşuyor. MHP, Türk azınlık arasında örgütleniyor ama sistemden beslenen bir Kürt şahsiyeti öne çıkarıp siyaset yapıyor. Ağrı'da göçlerle ve toplama bir nüfusla şehir oluşturulmuş. Ağrı insanı çekingen ve ürkektir. Haksızlığa karşı direkt tavır alamaz. Kendine güveni yoktur. Güce inanan ve peşinden giden bir ruh hali vardır."

Ağrı'nın yerel siyasi geçmişi

1979'da seçilen bağımsız belediye başkanı Urfan Alpaslan, Ağrı'ya bir deneyim kazandırmıştı. Ağrı'nın bir deneyimi de, 1999 seçimlerinde Hüseyin Yılmaz'ın cezaevindeyken belediye başkanı seçilmesiydi. 2000'lerden önce Ağrı, CHP'nin kalesiydi. Bugün ise iktidar avantajıyla 5 milletvekili de AKP'nin. Belediye Başkanlığı iki dönemdir AKP'de. Ağrı'da cemaatçiler çok güçlü. Sermayeyi ellerinde tutuyorlar. Dindarlık değil, çıkar ve menfaat ilişkileri öne çıkıyor. Beş yıl önce, Fethullahçıların 50 kadar evi vardı, bugün bu sayı 150'ye çıkmış durumda. Her şeye rağmen halkın önüne inandırıcı tercihler konulursa destekler, oy verir. Ağrı'nın 7 ilçesi var. Eleşkirt, Tutak ve Hamur çok küçük yerler. Erzurum'a çok yakınlar. Bu nedenle de dini gelenekler çok etkilidir. Hamur halkının büyük bir kesimi Avrupa'da yaşıyor. Seçimlerde BDP aday göstermediği halde çok oy almıştı. Sistem partileri kazandığı için, BDP'liler ise, bu ilçeleri elden kaçırdıklarından dolayı şok yaşamışlar. Ağrı İsyanı'nın etkisi halen sürüyor. Hükümet çok miktarda para aktarıyor. Teşvik alan işverenler parayı batıya taşıyor. Bunu bilen hükümet sessiz kalıyor. Sistemin rantiyeci kesime ihtiyacı olduğundan onları kolluyor. İMO Başkanı Mehmet Pirzan Aka, Ağrı'nın sistemin çok ciddi başarılar kaydettiği bir şehir olduğunu ifade ederek şöyle diyor: "Cumhuriyetten günümüze insanların kendi kimliklerinden uzaklaştırılmaları söz konusudur. Bu bakımdan Ağrı, diğer Kürt illerinden farklı değil. Belediyecilik anlamında en geri durumdadır. Bu durum siyasal gelişmelerden bağımsız değil.  Şimdiki belediye başkanı seçildikten sonra, mal beyanını astronomik rakamlarla açıklamıştı. Doğruluğunu bilmiyoruz. Belediyeye çok ciddi kaynaklar aktarılıyorsa da, yerinde kullanıldığından emin değiliz. Şehir tamamen kuşatılmış vaziyette. Belediye başkanı, geçen yıl yaşanan sel sonrası basın açıklaması yapan sivil toplum örgütlerini artistlik yapmakla suçlamıştı. Başkan AKP'li olduğu için, valiliğin, DSİ ve Karayolları'nın bütün çalışmalarını üstlenme alışkanlığı var. Belediyenin 230 personeli vardı, 130 personel daha aldı. Belediyenin üstgeçit projesini biliyoruz, o kadar. BDP'li belediye başkanları vicdani sorumluluk duymalıdırlar."

YEREL SEÇİMLERDE HİLE

Ağrı'da çoğunluğu DTP'ye ait olduğu belirtilen 3 bin oyun iptal edilmesine ilişkin DTP'nin YSK'ye yaptığı itirazın ardından binlerce kişi DTP seçim bürosu önünde toplanmıştı. Sonuçlar açıklandıktan sonra Ağrı'da olaylar çıktı. DTP taraftarları sonuçlara itiraz etti. Bir süre sonra sokaklarda polisle sıcak çatışmalar yaşandı.  

Kitle bir süre sonra Hükümet Konağı'na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşe geçen kitleye polis müdahalede bulundu. Yaklaşık 35 kişi tutuklandı.

Haber bültenlerinde polisin müdahalesini  izleyenlerin kanını donduran görüntüler yansıyordu ekrana. Sonuçta Ağrı merkezde AKP seçimleri 13.884 oyla kazandı. 29 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarına hile karıştırılmış, AKP'li Hasan Arslan'a verilmişti. 11.347 oy ile 2. parti konumuna zorlanan DTP'nin adayı Murat Öztürk'ün kazanması bekleniyordu. 2009 seçimlerinde çıkan olaylardan sonra, hiçbir şekilde basın açıklamasına izin verilmiyordu. Belediye Başkan adayı Murat Öztürk ve il başkanı Halil Aksoy, bir süre önce serbest bırakıldı.


Kaynak: Özgür Gündem Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder